- Dünya sıralamasında ilk 50’de beklenenden daha kısa sürede gelebilir mi sence?
"En baştan beri oyunuma ve gelişimime daha çok odaklanıyorum, genel anlamda rakamsal hedefler koymuyorum. Daha çok hep bir önceki günümden daha iyi olmaya çalışıyorum, hedefim yavaş yavaş emin adımlarla ilerleyebilmek olacak."
- Mental gücü zaten yüksek olan bir sporcusun. Kazandığın bu şampiyonluk mental gücünü ve güvenini yükseltebilir, zihinsel olarak da senin için bir eşik atlamak anlamına gelecek mi?
"Günümüz tenisinde mental güç bence tenisin büyük bir kısmı ve çok belirleyici bir faktör, ben bu turnuvada mental gücümün çok ilerlediğini gördüm, bu durumdan dolayı da çok mutluyum, umarım bu şekilde devam edebilirim."
İLK 100'E GİRMEK NEDEN ÖNEMLİ?
Grand slam turnuvalarında ilk 100 içinde bulunan oyuncular, organizasyona doğrudan ana tablodan katılıyor. Bu şekilde eleme turlarını pas geçerek oradaki yıpranma payından da etkilenmemiş oluyor.
Global teniste her şey oynadığınız turnuvalardan aldığınız puanlara göre belirleniyor. Bu anlamda dünya sıralamasındaki yeriniz de büyük önem kazaAnıyor. Teniste dünya sıralamasında ilk 100 içinde yer almak oyunculara pek çok farklı kapıyı açıyor.
Özellikle Avustralya Açık, Wimbledon, Roland Garros ve Amerika Açık gibi grand slam turnuvalarında ilk 100 içinde bulunan oyuncular organizasyona doğrudan ana tablo ve 1. turdan katılıyorlar. Bu şekilde eleme turlarını pas geçerek oradaki yıpranma payından da etkilenmemiş oluyorlar. Çünkü eleme turları gerçekten sert ve kıyasıya bir mücadeleye sahne oluyor.
Bu yüzden büyük turnuvalara doğrudan ana tablodan başlamak önemli, eğer Zeynep bu avantajı iyi değerlendirirse, alacağı puanlarla sıralamada hızlı bir şekilde yukarılara çıkabilir. Bu sadece grand slam değil, onların dışında kalan diğer turnuvalar için de geçerli. Bugünkü potansiyeli ile Zeynep Sönmez’in 2025 yılını ilk 60 sıra içinde bitirme ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
İZLEMESİ KEYİFLİ, OYNAMASI ZOR BRANŞ
Tenisi günümüzde sadece zarif ve elit bir spor olarak tanımlamak artık yeterli gelmiyor. Tenis aynı zamanda kort içinde çok daha mücadeleci ve sert bir spor haline geldi. Kort dışındaki pek çok faktörü de düşündüğümüzde tenisin global anlamda belirli bir yere gelmenin en zor olduğu sporlardan birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu özellikleriyle tenis izleyiciler için keyifli ancak oyuncular için oldukça zorlayıcı bir spor. Çok küçük yaşlardan başlayarak sürekli seyahat eden, yılın neredeyse 52 haftası maç yapan tenisçiler sadece kort içinde rakiplerle değil, kort dışında da pek çok sorunla boğuşmak zorundalar.
20’li yaşların başlarında bu kadar zorlayıcı faktörün üstesinden gelebilmek ve kendini güvenli alanlara atabilmek çok kolay değil. Zaten tenise başlayan oyuncuların çok küçük bir kısmı elit seviyelere ulaşabiliyor. Resme bu açıdan baktığınızda Zeynep Sönmez’in neler başardığını ve ne kadar az bir yüzde içine girebildiğini daha iyi görebiliyorsunuz. Aynı şekilde bir başka şampiyonumuz Çağla Büyükakçay da bunun başka bir yaşanmış örneği olarak karşımızda duruyor.