"Burası 17 bin 750 dönümlük bir tabiat parkı"
Karanlıkdere Kanyonu'nun büyük bir tabiat parkı olduğunu ve birçok bitkiye ev sahipliği yaptığını söyleyen Gölhisar Orman İşletme Müdürü Ramazan Başaran, “Karanlıkdere Kanyonu Fethiye'ye 52 kilometre, Altınyayla'ya ise 50 kilometre olan derenin karşısı Muğla'ya bu tarafı Burdur'un Altınyayla ilçesine bağlı 2018 yılında ilan edilmiş bin 775 hektar yani 17 bin 750 dönümlük bir tabiat parkı. Bu kanyonun uzunluğu 6 kilometre derinliği ise ortalama 800 metre.
Burada asli ağaç türleri olarak kızılçam, karaçam, sedir, orman kavağı, çınar, menengiç, incir, zakkum gibi çok değişik türleri barındırıyor. Bunun dışında Dirmil Müşkürümü diye endemik bir türe de ev sahipliği yapıyor. Görülmesi gereken tabiat harikası bir yer. Hem Fethiye'ye çok yakın hem de Altınyayla'ya çok yakın bir nokta. Biz burayı geçen sene çok profesyonel olmayan bir ekiple en uç noktası olan bin 200 rakımlı Ballık köyü noktasından buraya kadar yaklaşık 7 saatlik bir zaman diliminde yürüdük. Bu kanyonun üçte birlik kısmında su var geri kalan kısımda su bulunmuyor. Buradaki su tamamen doğal olarak vadi tabanından çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin tescilli en uzun sedir ağacı burada
Kanyon'un tam bir doğal yaşam alanı olduğunu ve tescilli en uzun sedir ağacının da burada olduğunu belirten Ramazan Başaran, “Burada yıllar evvel yabani olarak doğal tür yaban keçisi yaşıyordu ama zamanla bitti. Geçen yıl Burdur Valiliği öncülüğünde Doğa Koruma ve Milli Parklar tarafından buraya yaban keçisi salımı yapıldı. Bunlar da üreyerek çoğaldı bu bölgede. Bunun dışında bu bölgede karakulak, vaşak, kurt ve domuz gibi yabani türler yaşamakta. Buranın çok özel bir özelliği var. Türkiye'nin tescilli en uzun sedir ağacına ev sahipliği yapıyor bu bölge. Bu ağaç yaklaşık 600 yaşında ve 52 metreydi. Şu anda kırılmış haliyle 49 metre uzunluğunda ve hala Türkiye'nin en uzun sedir ağacı özelliğini taşıyor. Bunun dışında çok fazla anıt Sedir ağacı da bulunuyor” dedi
Kanyon içinde birçok tarihi yapı bulunuyor
Hayatının büyük bir bölümünü kanyon içinde çobanlık yaparak geçiren ve kanyondaki en önemli yapılardan biri olan ve Sümela Manastırı'nı andıran manastırın depremlerle birlikte yok oluşunu yakından gören Ballık köyü sakinlerinden çoban Mustafa Özçelik (64), “Bu kilise 40 sene önce tamamen ayaktaydı.