USD 34,64
EUR 36,63
ALTIN 2.939,04
BIST100 9.640

Türkiye'nin konuştuğu küçük Müslüme davasında karar açıklandı

3 yıl önce ailesinin kayıp başvurusundan sonra cansız bedeni bulunan 3 yaşındaki Müslüme Yağal'ın ölümüne ilişkin tutuklu bulunan dede H. Yağal, küçük Müslüme'ye yönelik suçlarından beraat ederken, gelini ve ondan doğan çocuğuna yönelik istismardan 45 yıl ceza aldı.

Türkiye'nin konuştuğu küçük Müslüme davasında karar açıklandı
11 Mart 2024 | 13:26
Son Güncelleme:

2021'in kasım ayında Türkiye, Mersin'in Gülnar ilçesinden gelen haberle sarsıldı.

3 yaşındaki Müslüme Yağal'ın 9 gün arandıktan sonra cansız bedeni bulundu.

Polisin incelemeleri ölümün arkasında büyük bir aile içi istismar skandalını ortaya çıkardı.

Mahkeme kararını açıkladı

Küçük kızın ölümüne ilişkin 1'i tutuklu 4 yakınının istinaf mahkemesinde yargılandığı davada karar açıklandı.

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, Müslüme Yağal'ın 19 Kasım 2021'de ölü bulunmasına ilişkin tutuklanan büyükbabası H. Yağal, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşma salonunda, tutuksuz sanıklar anne S. Yağal, büyükanne A. Yağal ve ağabey O. Yağal ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve taraf avukatları hazır bulundu.

Esas hakkındaki mütalaa açıklandı

Önceki savunmaların okunmasının ardından cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.

Savcı, Silifke 2. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan dosyada H. Yağal hakkında gelini S. Yağal'a yönelik "nitelikli cinsel saldırı" suçundan verilen mahkumiyet kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddini, bu saldırı sonucu doğduğu belirlenen kız çocuğu A.Yağal'a karşı "sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçundan verilen 5 yıl 7 ay 15 gün cezanın kaldırılarak sanığın "çocuğun cinsel istismarı" suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Mütalaada, H. Yağal hakkında Müslüme'ye karşı "kasten öldürme", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "cinsel amaçla cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından verilen beraat kararının bozularak, küçük kızın ölümüne ilişkin süreçte elde edilen belge ve bilirkişi raporları doğrultusunda sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılması istendi.

Suçluyu kayırma

"Suçluyu kayırmak"tan hakkında beraat kararı verilen anne S. Yağal'ın da üzerine atılı suçtan cezalandırılması mütalaada talep edildi.

Müslüme'ye yönenelik suçlardan beraat etti

Mahkeme heyeti, H. Yağal'ın Müslüme'ye karşı işlediği suçlardan verilen beraat kararlarının hukuka uygun bularak, istinaf başvurularının esastan reddine karar verdi.

H. Yağal hakkında gelini S. Yağal'a yönelik "nitelikli cinsel saldırı" suçundan verilen 28 yıl mahkumiyet kararı ile "suçluyu kayırmak" suçlamasıyla yargılanan büyükanne A. Yağal, anne S. Yağal ve ağabey O. Yağal'a verilen beraat kararları da mahkeme heyetince hukuka uygun bulundu.

Geline ve ondan doğan çocuğuna istismar

Heyet, H. Yağal hakkında gelini S. Yağal'a yönelik "nitelikli cinsel saldırı" suçundan doğan kız çocuğu A. Yağal'a karşı "sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçundan verilen 5 yıl 7 ay 15 gün cezasını kaldırdı.

Eylemin işlendiği zaman, yer ve biçim ile meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığının göz önünde bulundurulduğunu açıklayan heyet, sanığı "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Dedeye toplam 46 yıl ceza

Ceza, suçun "alt soyuna karşı gerçeklemiş olması" ve "birden fazla kez zincirleme suretiyle işlendiği" gerekçeleriyle 17 yıl 12 aya çıkarıldı.

Böylece H. Yağal'ın toplam hapis cezası 45 yıl 12 aya yükseldi.

Olay ve dava süreci

Mersin'in Gülnar ilçesi Yanışlı Mahallesi kırsalında 10 Kasım 2021'de çadır kurdukları sırada 3 yaşındaki kızları Müslüme'nin kaybolduğunu belirten ailesi durumu ilgililere bildirmiş, çalışma başlatan ekipler 19 Kasım 2021'de ilçedeki kırsal alanda kayıp çocuğun cansız bedenini bulmuştu.

Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, çocuğun tutuklanan büyükbabası H. Yağal hakkında "kasten öldürme", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "cinsel amaçla cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından, tutuksuz sanıklar büyükanne A. Yağal, anne S. Yağal ve ağabey O. Yağal için de "suçluyu kayırmak"tan hapis cezası istenmişti.

H. Yağal hakkında, gelini S. Yağal'a karşı "nitelikli cinsel saldırı"da bulunduğu, bu saldırı sonucunda gelininden doğduğu belirlenen A. Yağal'a karşı da "çocuğun cinsel istismarı" suçunu işlediği iddiasıyla hazırlanan ek iddianame dava dosyasıyla birleştirilmişti.

Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, "suçluyu kayırmak"tan yargılanan tutuksuz sanıklar büyükanne A. Yağal ve ağabey O. Yağal'ın beraatini, anne S. Yağal'ın ise cezalandırılmasını talep etmişti.

Yerel mahkeme kararı

Silifke 2. Ağır Ceza Mahkemesince 17 Ekim 2023'teki karar duruşmasında, büyükbaba H. Yağal'ın Müslüme'ye karşı "kasten öldürme", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "cinsel amaçla cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından delil yetersizliği nedeniyle beraatine hükmedilmişti.

Mahkeme heyeti, H. Yağal'ı, gelini S. Yağal'a karşı "nitelikli cinsel saldırı" suçundan 14 yıl hapis cezasına çarptırmış, ceza "akrabaya karşı" ve "birden fazla işlenmesi" dikkate alınarak 28 yıla çıkarılmıştı.

Tutuklu H. Yağal ayrıca, gelinine karşı "cinsel saldırı" sonucu doğduğu belirlenen A. Yağal'a karşı da "sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı"ndan 3 yıl hapse mahkum edilmiş, suçun "kendi kızına" karşı işlenmesi gerekçesiyle ceza 5 yıl 7 ay 15 güne yükseltmişti.

Toplamda 33 yıl 7 ay 15 gün hapse çarptırılan H. Yağal'ın tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti.

Mahkeme heyeti, "suçluyu kayırmak" suçlamasıyla yargılanan tutuksuz sanıklar büyükanne A. Yağal, anne S. Yağal ve ağabey O. Yağal'ın ise beraatine karar vermişti.

Duruşmada Adli Tıp Kurumu raporlarını açıklayan heyet, Müslüme'nin cinsel istismara uğradığına dair bulguya rastlanmadığını, küçük kızın kesin ölüm nedeninin belirlenemediğini ve maktulün cansız bedeninin bulunduğu bölgeye tek başına çıkamayacağının göz önünde bulundurulduğunu bildirmişti.