2. In Search of Lost Time by Marcel Proust
Bu ünlü roman, hafıza, aşk, sanat ve zamanın geçişini geniş bir şekilde ele alır. Anlatıcı, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı aristokratik Fransa'sındaki çocukluğunu ve yetişkinlik deneyimlerini hatırlayarak hikayeyi anlatır. Anlatı, özellikle "madeleine bölümü" olmak üzere, uzun ve karmaşık istemsiz hafıza anılarıyla dikkat çeker. Roman, zaman, mekan ve hafıza temalarını incelerken aynı zamanda sanat ve edebiyatın doğasına, aşk, cinsellik ve sahip olma arasındaki karmaşık ilişkilere dair sorular ortaya atar.
3. Ulysses by James Joyce
Dublin'de geçen bu roman, bir reklam satıcısı olan Leopold Bloom'un şehirde geçirdiği bir günü takip eder. Homeros'un Odyssey eserinden büyük ölçüde etkilenen anlatı, kimlik, kahramanlık ve günlük hayatın karmaşıklıkları gibi temaları işler. Bilinç akışı tekniği ve karmaşık yapısıyla tanınan roman, zorlayıcı ancak tatmin edici bir okuma deneyimi sunar.
4. One Hundred Years of Solitude by Gabriel García Márquez
Bu roman, Macondo adlı kurgusal kasabayı kuran Buendía ailesine odaklanan çok kuşaklı bir destandır. Aşk, kayıp, aile ve tarihin döngüsel doğası gibi temaları işler. Roman, büyülü gerçekçilikle doludur; doğaüstü olanı sıradanla harmanlayarak ailenin iç savaşlar, evlilikler, doğumlar ve ölümlerle dolu yaşamını anlatır. Eser, anlatım tarzı ve yalnızlık, kader ve tarihin tekrarının kaçınılmazlığı gibi temaların derinlemesine incelenmesiyle ünlüdür.
5. The Catcher in the Rye by J. D. Salinger
Roman, hazırlık okulundan yeni atılan genç Holden Caulfield'ın hikayesini anlatır. Anlatı, üç gün boyunca gelişir ve Holden'ın yabancılaşma duyguları ve zihinsel durumu giderek kötüleşir. Holden, yetişkin dünyasını "sahte" olarak eleştirir ve kendi yetişkinliğe geçişiyle mücadele eder. Kitap, ergenlik isyanı, yabancılaşma ve masumiyetin kaybı temalarını derinlemesine keşfeden bir eserdir.