14. To Kill a Mockingbird by Harper Lee
Bu roman, Büyük Buhran döneminde Amerika'nın ırksal olarak gergin Güney'inde geçiyor. Hikaye, küçük bir kasabanın toplumsal normları ve önyargılarıyla yüzleşen genç bir kız ve ağabeyini anlatıyor. Babaları, bir avukat olarak, beyaz bir kadına tecavüzle suçlanan bir siyahı savunmakla görevlendiriliyor. Bu durum, çocukları ırkçılığın ve adaletsizliğin acımasız gerçekleriyle yüzleşmeye zorluyor. Hikaye, genç kahramanların gözünden ahlak, masumiyet ve masumiyetin kaybı gibi temaları derinlemesine işliyor.
15. War and Peace by Leo Tolstoy
Napolyon dönemini arka plana alan bu roman, Rus toplumunun savaşın kaosuna sürüklenişini panoramik bir şekilde sunar. Beş aristokrat ailenin iç içe geçmiş hayatlarını, bu çalkantılı dönemde yaşadıkları mücadeleleri, aşkları ve kişisel yolculuklarını takip eder. Hikaye, tarihi olayları karakterlerin kişisel hikayeleriyle birleştirerek, aşk, savaş ve hayatın anlamı gibi temaları derinlemesine işler.
16. The Stranger by Albert Camus
Anlatı, annesinin ölümünden sonra duygusal olarak kayıtsız ve kopuk bir rutin içine giren bir adamı takip eder. Bu durum, onu güneşin kavurduğu bir sahilde şiddet içeren bir eyleme sürükler. Ardından gelen yargılama süreci, işlenen suçtan ziyade, adamın toplumsal normlara ve beklentilere uyum sağlayamaması üzerine odaklanır. Roman, varoluşçuluk, absürdizm ve insan doğası temalarını derinlemesine inceleyerek, bireyin toplum içindeki yabancılaşmasını işler.
17. The Sound and the Fury by William Faulkner
Roman, Amerikan Güneyi'nin trajik Compson ailesinin karmaşık bir keşfini sunar. Hikâye, dört farklı bakış açısıyla, bilinç akışı anlatımlarıyla aktarılır ve her biri ailenin çöküşüne dair kendi anlayışlarını ortaya koyar. Karakterler, İç Savaş sonrası toplumsal değişimlerle, kişisel kayıplarla ve kendi zihinsel dengesizlikleriyle mücadele ederler. Anlatı, zaman, masumiyet ve geçmişin yükleri gibi temalarla işlenmiştir.