USD 33,98
EUR 37,67
ALTIN 2.728,39
BIST100 9.771

Tarih Tekerrürden İbarettir! 2001 Krizi Kapıda

Piyasa analizleri yapan ünlü ekonomist Selçuk Geçer ciddi risklerin altını çizerek 2001 krizinin yaşanabileceğine dikkat çekti.

Tarih Tekerrürden İbarettir! 2001 Krizi Kapıda
27 Temmuz 2024 | 09:32
Son Güncelleme:

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, Döviz cinsi ticari kredilerde yükseliş trendi devam ediyor.

154,5 Milyar Dolar Seviyesine Ulaştı

Döviz cinsi ticari krediler,19 Nisan'da hız kazanmışken, 3 Mayıs ve 17 Mayıs haftalarında da artışını sürdürdü. 31 Mayıs haftasında zirveye ulaşırken sonrasında 150 milyar dolar seviyelerini gördü. Fakat, ilerleyen haftalarda yeniden yükselişe geçen Döviz cinsi ticari krediler, 19 Temmuz haftasında 154,5 milyar dolar seviyesine ulaşarak büyümeye devam etti.

İflasa ve Ekonomik Krize Sebep Olabilir

Gelişmeler sonrası ekonomist Selçuk Geçer, köşe yazısında döviz kredilerindeki bu artışın, şirketlerin döviz borçlarının da artmasına neden olduğunu ve ciddi riskler taşıyabileceğini belirtti.

Geçer, özellikle döviz kurlarındaki ani artışların şirketlerin borç yüklerini artırarak ödeme güçlüğü yaşamalarına yol açabileceğini, şirketlerin finansal yapılarını zayıflatıp iflaslara sebep olabileceğini ve ekonomik krizleri tetikleyebileceğini vurguladı.

2001 Krizi!

Geçer, gelişmelerin 2001 yılındaki krize benzer olduğunun altını çizerken, durumun döviz kurundaki dalgalanmalara karşı hassasiyet yarattığını aktardı.

Geçer, şöyle açıkladı:

“2001 yılında Türkiye ekonomisi, büyük bir krizle sarsılmıştı. Bu krizin arka planında döviz borçlarının artması, bankacılık sektörünün zayıf yapısı ve hükümet politikalarındaki istikrarsızlık yer alıyordu. O dönemde birçok şirket ve banka, döviz kurlarındaki ani yükselişler nedeniyle zor durumda kaldı ve iflas etti. Kriz, ekonomiyi derin bir resesyona sürükledi ve işsizlik oranları ciddi şekilde arttı.

Bugünkü durum, 2001 krizi ile oldukça benzer bir durumda. Döviz kredilerindeki artış, şirketlerin döviz borçlarının artmasına neden olmakta ve bu durum, döviz kuru dalgalanmalarına karşı hassasiyet yaratmaktadır. Aradan geçen yıllarda her ne kadar bankacılık sektörü önemli yapısal reformlar geçirse de aynı durum reel sektör için geçerli değil.”

Son cümlelerinde, döviz kredilerindeki artışın ekonomi için büyük bir tehlike oluşturduğunu söyleyen Geçer, “Kalan son milli servet de bedavadan yabancıların eline geçecek. Uyarmadı demeyin…”cümleleriyle belirtti.