Müzenin en önemli envanterinin "gazi kovan" olduğuna dikkati çeken Tursun, eserin hikayesine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Mart 1921, İnönü Ovası`ndayız. İnsanın iflahını kesen buz gibi bir soğukla karşı karşıyayız. O dönemde tabii ki askerlerimiz, yiğitlerimiz, Mehmetçiklerimiz çok büyük bir mücadele içerisinde ve ordunun da büyük bir mühimmat ihtiyacı var o dönemde. Bir kovan kullanılıyor ve tekrar değerlendirilmek üzere Ankara`ya, imalathaneye gönderiliyor. Gazi kovanın da hikayesi aynen bu şekilde başlıyor. Yani `gazi kovan` dediğimizde onun aslında defalarca kez kullanıldığını ifade etmek istiyoruz. Bir nevi cepheler arasında iletişim aracı olarak kullanıldığı bir süreç de var. O kovanın atışı her gerçekleştikten sonra onu bulan asker üzerine künye bilgilerini yazdıktan sonra onu imalathaneye geri gönderiyor ve onu bulan ustamız da anlıyor ki o kovanı oraya gönderen asker halen hayatta."
Tursun, halka açık MKE İmalat-ı Harbiye Müzesi`nin şu anda hafta içi sabah 08.00 akşam 17.00 saatleri arasında hizmet verdiğini aktardı.
Hatıra-i Celadet Şehadetnamesi`de bu müzede
Müzede, Milli Mücadele döneminde ne şartlarda ve hangi cihazlarla silah ve mühimmat üretiminin yapıldığı, hangi malzemelerin kullanıldığına ilişkin birçok eserin bulunduğuna dikkati çeken Tursun, bunların en önemlilerinin, Hatıra-i Celadet Şehadetnamesi, gazi kovan ve ahşap kağnılar olduğunu söyledi.