USD 34,64
EUR 36,47
ALTIN 2.914,16
BIST100 9.677
Syedra Antik Kenti'ndeki tiyatro gün yüzüne çıkarılıyor - Sayfa 18

Müzede, tarihi eserlerin yanı sıra MKE tarafından üretilen ve Mehmetçiğin halihazırda kullandığı MPT-55, MPT-76 piyade tüfekleri ve JMK Bora-12 keskin nişancı tüfeği gibi silahlar ve bunların mühimmatları da yer alıyor.

Syedra Antik Kenti'ndeki tiyatro gün yüzüne çıkarılıyor - Sayfa 19

"Atatürk, `Türk, öğün, çalış, güven` sözünü bu alanda söylüyor"
MKE İmalat-ı Harbiye Müze Sorumlusu Tuğba Öztürk Tursun, yapının tarihçesi hakkında yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: "Sultan 2. Abdülhamit döneminde yapının temeli atılıyor ve 1918 yılına kadar ordunun süvari kışlası olarak kullanılıyor. O dönemlerde fabrika bacasından çıkan bir kıvılcım burayı bertaraf ediyor ve yeniden yapıyı ayağa kaldırma düşüncesiyle ustalarımız, Mehmetçiklerimiz, büyük bir inançla, dirayetle burada faaliyetlerini göstermeye devam ediyor. O yıllarda Mustafa Kemal Atatürk bu inşaat alanını ziyarete geliyor. Hatta o ünlü vecizesi `Türk, öğün, çalış, güven` sözünü de bu alanda söylüyor."

Syedra Antik Kenti'ndeki tiyatro gün yüzüne çıkarılıyor - Sayfa 20

Tursun, İmalat-ı Harbiye`nin 1922`deki yangın sonrasındaki tadilatıyla beraber ordunun yegane imalathanesi olarak faaliyet göstermeye başladığını belirterek, "Kurtuluş Savaşı sürecinde gerek cephelerimizde gerek askeri mühimmat üretimimizde bütün üretimler yine bu alanda sağlanıyor." ifadesini kullandı.

Syedra Antik Kenti'ndeki tiyatro gün yüzüne çıkarılıyor - Sayfa 21

Müzenin en önemli envanterinin "gazi kovan" olduğuna dikkati çeken Tursun, eserin hikayesine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Mart 1921, İnönü Ovası`ndayız. İnsanın iflahını kesen buz gibi bir soğukla karşı karşıyayız. O dönemde tabii ki askerlerimiz, yiğitlerimiz, Mehmetçiklerimiz çok büyük bir mücadele içerisinde ve ordunun da büyük bir mühimmat ihtiyacı var o dönemde. Bir kovan kullanılıyor ve tekrar değerlendirilmek üzere Ankara`ya, imalathaneye gönderiliyor. Gazi kovanın da hikayesi aynen bu şekilde başlıyor. Yani `gazi kovan` dediğimizde onun aslında defalarca kez kullanıldığını ifade etmek istiyoruz. Bir nevi cepheler arasında iletişim aracı olarak kullanıldığı bir süreç de var. O kovanın atışı her gerçekleştikten sonra onu bulan asker üzerine künye bilgilerini yazdıktan sonra onu imalathaneye geri gönderiyor ve onu bulan ustamız da anlıyor ki o kovanı oraya gönderen asker halen hayatta."