8. Sakarya İl Ormanı Tabiat Parkı
Osmanlı’dan günümüze miras kalan camileri ziyaretin ardından dinlenmek ve bir şeyler yemek için Sakarya İl Ormanı Tabiat Parkı’na gidebilirsiniz.
Sakarya-Sapanca yolu üzerindeki tabiat parkı, herhangi bir nişan ya da düğün organizasyonuna denk gelmezseniz gayet sakin ortama sahip. Üstelik gölün enfes manzarasını gözler önüne seren parkta dört mevsim konaklama imkânı bulabilirsiniz. Bunun için koruma alanının bir kısmına 2 oda 1 salondan oluşan ahşap evler inşa edilmiş.
27 hektarlık alanı kaplayan tabiat parkında yeme-içme ihtiyacınızı dilerseniz bünyesinde faaliyet gösteren restoran aracılığıyla pratik bir biçimde giderebilirsiniz. Tesis aynı zamanda kafe olarak düzenlenmiş.
Biraz daha özgür olmak ve açık havanın tadını çıkarmak adına piknik alanına yönelebilirsiniz. Piknik için gerekli malzemeyi ise restoran dâhilindeki marketten temin edebilirsiniz.
Sakarya İl Ormanı Tabiat Parkı ayrıca aktiviteleri ile bölgede tatil yapanlara ya da günübirlik ziyarette bulunanlara eğlenceli vakit geçirme olanağı tanıyor.
Siz de bu imkânlardan yararlanmak isterseniz bisiklet ya da ATV kiralayıp etrafı turlayabilirsiniz. Hatta binicilik alanında at veya eşeğe binip gezebilirsiniz. Daha dingin bir aktiviteye yönelmek isterseniz de okçuluk alanında atış yeteneklerinizi test edebilirsiniz.
9. Kuzuluk Kaplıcaları
Sapanca’nın bağlı olduğu Sakarya, başta Kuzuluk Kaplıcaları olmak üzere, termal kaynakları ile tanınıyor. Tatil için Sapanca’yı seçmenizdeki ana neden olmasa bile bölgenin bu özelliğinden en azından bir kereliğine mutlaka yararlanmanızı öneririm. Zira bu deneyimin gayet rahatlatıcı ve sakinleştirici olduğunu söyleyebilirim.
Sapanca’ya arabayla 30-35 dakikalık mesafedeki Akyazı ilçesinde yer alan Kuzuluk Kaplıcaları, popülaritesini büyük oranda solunum yolu hastalıklarının tedavisini destekleyici özelliğine borçlu.
Kaplıcalar ayrıca çeşitli cilt ve dolaşım sistemi hastalıklarından, romatizmadan, kireçlenmeden muzdarip bireyler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. Hatta tüm yıl boyunca üzerinizde biriken stresin negatif etkilerinden kurtulmak için kaynakların bulunduğu bölgeye gittiğinizde, hastalıklarına çare arayan birçok kişiye de denk gelebilirsiniz.
Tabii benim bu tarz yerlerle ilgili naçizane fikrim, tedaviyi desteklemesi amaçlanıyorsa kaplıcaya gidilmeden önce daima doktor görüşünün alınması ve kontrollü olunması yönünde.
Yılın her dönemi ziyaret edebileceğiniz Kuzuluk Kaplıcaları’nın çevresinde birçok konaklama tesisi bulunuyor. Üstelik bu tesislerde de tıpkı bir zamanlar Pamukkale’de olduğu gibi kaynak sularından yararlanılabiliyor.
11. Yaylalar
Sapanca söz konusu olduğunda yaylaları ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor. Hatta bu konuda bilgi vermeye doğrudan Soğucak Yaylası’ndan başlamak bence yerinde bir karar olur. Deniz seviyesinden 1100 metre yükseklikteki yayla, Sapanca’ya 20 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Doğa harikası alan, zaman zaman Türkiye Off-Road Şampiyonası yarışlarına ev sahipliği yapıyor. Doğa yürüyüşleri, binicilik, piknik gibi aktiviteler için gayet ideal ortama sahip yaylaya temmuz ayının ikinci haftası giderseniz, oldukça renkli görüntülerin ortaya çıktığı şenlikleri yerinde izleyebilirsiniz. Kırca Yaylası ise zengin bitki örtüsü ve huzur dolu ortamıyla Soğucak’ın en önemli alternatifi olarak öne çıkıyor. Yalnız bana soracak olursanız, Kırca’nın gözlem yapmak ve fotoğraf çekmek isteyen konuklarına daha fazla fırsat sunduğunu belirtebilirim. Geyve ilçesinin sınırları içerisindeki yaylanın büyük bölümü, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde açan dağ menekşeleri ile kaplanıyor. Üstelik yazın düzenlenen şenlikler sayesinde yerel kültüre dair ilginç detaylar yakalama şansına kavuşabilirsiniz. Sapanca’da, Kırca ve Soğucak dışında daha birçok yayla bulunuyor. Dolayısıyla ilçeye yönelik ayırdığınız tatil süresine bağlı olarak gezi programınıza Çiğdem, Katırözü, Sultanpınar, Güzlek ve Karagöl gibi seçenekleri de dâhil edebilirsiniz.
12.Maşukiye
Sapanca’da zaman geçirirken sakın ama sakın Maşukiye’yi ziyaret etme fırsatını kaçırmayın. Yerleşimin bu kadar iddialı bir girişi hak etmesinde aslan payı, sizin de kolayca tahmin edebileceğiniz üzere göz alıcı güzellikteki doğasına ait.
Hatta mümkünse, hafta sonu kaçamakları için benim favori mekânlarımdan biri olan Maşukiye’de 1-2 gün geçirmenizi tavsiye ederim. Çünkü bölge, konuklarına yılın her dönemi farklı aktivitelerle keyifli zaman geçirebilme ayrıcalığı sunuyor.
Sırtını Marmara Bölgesi’nin en heybetli dağlarından birine dayayan Maşukiye’nin dört bir yanında alabalık çiftlikleri faaliyet gösteriyor.
Aygır Deresi’nin buz gibi sularından beslenen bu tesislerin büyük çoğunluğunun bünyesinde restoranlar bulunuyor. Restoranlara, güne dört dörtlük kahvaltı ile başlamak için gidebilirsiniz. Daha da güzeli öğle ya da akşam yemeği için rotanızı bu mekânlardan birine çevirip kiremitte alabalığın tadına bakabilirsiniz.
Osmanlı döneminde kalma yapılar ve çeşitli doğa sporları olanakları, Maşukiye’yi gezginlerin gözünde değerli kılan diğer unsurlar olarak sıralanıyor.
Bir zamanlar âşıkların gözler uzak kalmak için tercih ettikleri yerleşimin çarpıcı güzellikteki doğasını ATV turlarına katılarak ya da bisiklete, ata binerek keşfedebilirsiniz. Alternatif olarak elinizde fotoğraf makinenizle çevredeki yürüyüş rotalarını da arşınlayabilirsiniz.
Kendi aracınızla Sapanca’dan Maşukiye’ye dakikalar içerisinde ulaşabilirsiniz. Otomobiliniz yoksa da sakın üzülmeyin. Yerel otobüs firmaları, gün boyunca iki yerleşim arasında yolcu taşıyor.