SAÜ Kitap Söyleşilerinin Yeni Konuğu Doç. Dr. Abdülhamit Avşar Oldu
Sakarya Üniversitesi Vizyoner Genç topluluğu tarafından düzenlenen ‘SAÜ Kitap Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Doç. Dr. Abdülhamit Avşar, ‘Basın gündemi güçlü kamuoyu oluşturur. Bu kamuoyu da politikaya etki eder’ dedi.
Sakarya Üniversitesi Vizyoner Genç topluluğunun organize ettiği söyleşi programının bu haftaki konuşmacısı Doç. Dr. Abdülhamit Avşar oldu. Moderatörlüğünü Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Ediz’in yaptığı etkinlikte “Ulusların Ruhu” kitabı üzerine konuşuldu.
“Kamuoyu temel aktörlere etki edebilecek çevresel bir faktör”
Konuşmasına kamuoyunun nasıl oluştuğunu anlatarak başlayan Doç. Dr. Avşar,
“Kamuoyu aslında insanlıkla var olabilen bir olgu. Kamuoyu dediğimiz olgu herhangi bir eylemin, hareketin ortaya çıkışında temel aktörlere etki edebilecek çevresel bir faktör. Bilimsel anlamda ortaya çıkışı Fransız ihtilalinden sonraki döneme dayanan bir süreç” ifadesini kullandı.
Avşar konuşmasının devamında “Fransız ihtilalinde birbirinden farklı düşünceler ve akımlar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla devletle ilgili bir paradigma da tarihte yerini buldu. Demokrasiye açılan yolla beraber farklı odakların ve siyasal yönetim faaliyetlerinin etki sağlayabilmesi, yönünü belirlemesi için kamuoyu ortaya çıktı” diye konuştu.
“Varoluş bir rekabete dayalı”
Dünyadaki varoluşun bir rekabete dayalı olduğunu belirten Doç. Dr. Avşar, “Her zaman devletler kendi uluslarının devam etmesini ve var olmasını istiyorlar. Bunda da en temel unsur kamuoyunu konsüle edip kullanabilmek” dedi ve ardından konuşmasına kamuoyunun dogmatikleşmesi, fikri sabit kavramı üzerine devam etti.
Türk basını ve batı medyasının üzerinde duran Doç. Dr. Abdülhamit Avşar, “Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanması için 1988’de bir kampanya başlatılıyor. Bunula ilgili bir bildirge yayınlanıyor ve o zamanın önemli insanları da buna katılıyor. Sovyet yönetimi içerisinde bir çatışma başlıyor ve Sovyet orduları ile Azerbaycan ordusu karşı karşıya geliyorlar. Çatışmalar daha sonra Azerbaycan’ın içine taşınıyor. Dünya gündemine giren bu olaylar o zamanlar maalesef Türk basınında yerini bulamıyor. Batı medyasından aldığımız haberlerle sadece Sovyet taraflı bir olay olduğu düşünülüyor. Bu olay Türk basınına düştüğü zaman aslında taraflardan birinin de Türk olduğu anlaşılıyor” diye konuştu.
Söyleşi soru cevap faslının ardından sona erdi.