SAÜ, Darbe Girişimi Sonrasında “Milli Teknoloji Hamlelerini” Konuştu
Sakarya Üniversitesi tarafından 15 Temmuz Darbe Girişiminin 5’inci yıl dönümünde Darbe Girişimi Sonrasında “Milli Teknoloji Hamleleri” konulu canlı yayın programı düzenlendi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hatem Akbulut’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen programa konuk olarak Sakarya Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Şakir Görmüş, siber güvenlik alanının yetkin isimlerinden olan Prof. Dr. İbrahim Özçelik ile enerji depolama alanında çalışmalarını yürüten Dr. Öğr. Üyesi Mahmud Tokur katıldı.
"Önümüzde ki yıllara güvenle taşıyacak projeler hız kazandı"
Programın açılışında konuşan Prof. Dr. Hatem Akbulut, “15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye de İstanbul Havalimanından Çanakkale Köprüsüne, Şehir Hastanelerinden İHA ve SİHA’lara, Milli Savunma Sistemleri, Milli Havacılık ve Uzay Sistemleri, Siber Güvenli, Yerli Otomobilden santrallere kadar Türkiye’yi önümüzde ki yıllara güvenle taşıyacak projeler hız kazandı ve kazanmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Milli Teknoloji Hamlelerinde SAÜ
Sakarya Üniversitesi YÖK'ün girişimcilik yenilikçilik endekslerine bakarak öncelikli alanların tespit edildiğine değinen Prof. Dr. Akbulut, “ Siber Güvenlik, enerji depolama, savunma sanayi malzemeleri geliştirme ve uygulama, kaplama malzeme ve sistemleri öncelikli AR-GE alanları olarak belirlendi. Bunu dışında SAÜ araştırmacılarının dışında öğrencilerini de Türkiye’nin geleceğine hazırlamayı hedefledi. Araştırma Projelerinde TEI gibi savunma sanayi firmaları ile beraber projeler yapılmaya başlandı. Say Protokolü imzalanarak savunma sanayinin üniversiteden bilgi üretilip bunun uygulamaya aktarılmasının önü açılmış oldu. Eğitim de de hedefimiz özellikle savunma sanayi Uzay ve Havacılık alanında gelecek nesillerin daha kültürlü olabilmesini sağlamak amacıyla eğitimde de yeni vizyonlar yeni yol haritaları oluşturulduk” şeklinde ifade etti.
15 Temmuz Sonrası Teknoket’lerin Önemi
15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında Teknogirişim, Teknoketlerin öneminden bahseden Teknokent Müdürü Prof. Dr. Şakir Görmüş, “Özellikle teknoloji geliştirme bölgesinde ki firmaların savunma sanayinde, sağlık sektöründe ve Dijital oyunda daha fazla yol kat ettiğini gördük. Türkiye'deki milli projelerin daha hızlı ivme kazandığını, Teknokent firmalarının çok daha fazla alanda yer aldığını gördük. Bu 15 Temmuz Darbe Girişimden sonra yapılan soruşturmalarda görüldü ki birçok proje terör örgütleri tarafından engellendiği ortaya çıktı. Şimdi ise milli teknolojideki ilerlemenin olmasının sebebi bu projeye ayrılacak kaynakların doğru kişilere doğru firmalara gitmesidir. Bu olay Teknoknetleri olumlu olarak etkiledi. Sakarya savunma sanayinin bir merkezi oldu” ifadelerine yer verdi.
"Siber Güvenlik Tercih Değil Gereklilik"
Bilgisayar ve Bilişim Fakültesinden Prof. Dr. İbrahim Özçelik siber güvenlik ve yerli çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye'de her 4 dakikada bir siber saldırı olması nedeniyle siber güvenliğin tercih meselesi olmadığının altını çizen Prof. Dr. Özçelik, "Siber güvenliği stratejik bir gereklilik olarak görmek gerekiyor. Yani 'Biz siber güvenlikte biraz çalışalım...' diye değil artık bizim güvenliğimizi sürekli tehdit eden ve sürekli bu tehdidin de var olduğu bir stratejik gereklilik olarak görmek gerekiyor" dedi.
Siber güvenliğin kara, deniz, hava ve uzay alanlarından sonra beşinci savunulması gerekilen güvenlik alanı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özçelik, "Ülkemiz bunları gördüğü için, özellikle programda ifade edildiği gibi, global siber güvenlik endeksinde çok gerilerden 11'inci sıralara yükselmiş durumdayız. Şimdi bu yükselmenin içerisinde bir sistem kurulması gerekiyor. Ülkemizde özellikle siber güvenliğin korunması, sağlanması amacıyla Ulaştıma ve Altyapı Bakanlığı sorumluluk almış durumda" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Özçelik ayrıca, "Ülkemiz özellikle bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar sonucunda siber güvenlik endeksini 11'inci sıralara kadar yükseltmiş durumda. aynı zamanda ulaştırma bakanlığının yürütmüş olduğu Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi Eylem Planı gibi, Tükiye'deki siber güvenliğin sağlanmasıyla alakalı bir eylem planı yürütüyor. Bu eylem planının içerisinde yaklaşık 8 tane stratejik amaç bulunuyor. Kritik altyapıların korunmasından, siber güvenlik teknolojilerinin geliştirilmesinden ve bu teknolojilerin millî güvenliğe adaptasyonu noktasında yani Millî Teknoloji Hamlesi konsepti içerisinde oraya yansıması olan göstergeler ve çalışmalar söz konusudur. Bu çalışmaların içerisinde tüm kamu kurumları üzerine düşenleri eylem maddeleriyle hayata geçirerek siber güvenliğin korunması ve uygulanması konusunda çok ciddi çalışmalar yapmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'de Batarya Üretimi Başlıyor
Savunma sanayide kullanılan cihazların sürekli çalışır hâlde olmasının elzem olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Tokur, "İçten yanmalı motora sahip arabamızın kontağını kapattığımız zaman o haraçla haberleşmemiz mümkün değil, çünkü gücü kesiyoruz. Ama batarya teknolojisi işin içine girdiği zaman 24 saat boyunca yani kesintisiz olarak uzaktan yöndendirebilme ve onlarla haberleşebilme batarya teknolojisi sayesinde imkânlı hâle gelmiş oluyor. Bizde Aspilsan, ülkemizin nadide kurmlarından bir tanesi, kayseride lityum-ion pil üretim tesisi üzerine bir yatırım gerçekleştirdi ve şuanda tesisi kuruyorlar. Tabi Aspilsan'ın yaptığı yatırımda devletin desteği de çok önemli" ifadelerini kullandı.
Savunma sanayi yatırımlarının önemine değinen Dr. Öğr Üyesi Tokur, "Söz konusu savunma sanayi olduğu zaman maliyetler çok önemli değil, tabii ki de hiç önemli değil demiyoruz. Savunma sanayide kritik alanlarda artık elektirifikasyon ve otomasyona geçildiği için ileride bazı durumlarda 'Biz size batarya vermiyoruz' denildiği zaman bizim ülkemizin kendi bataryasını üretebiliyor ve kullanabiliyor olması çok önemli" diye konuştu
Dünyada önde gelen ülkelerin batarya üretiminin üzerine eğildiğine dikkat çekerek, "Dünyada batarya üretiminde lider olan ülkeler, Çin, Japonya ve Güney Kore. Fakat şöyle bir gerçek var Güney Korede ki batar firmalarının çoğu zarar ediyor. Fakat Kore'de devlet diyor ki 'Bu stratejik bir teknoloji, ne kadar zarar edersen et zararı ben karşılayacağım fakat bunu yerli bir şekilde üretileceksiniz' diyor" ifadelerini kullandı.