Doğançay Şelalesi bölgesinde işletmesi bulunan Ali Hancıoğlu, “Burası gerçekten bir saklı cennet buraya herkesi bekliyoruz. Buraya piknikçi istemiyoruz, piknik alanı değil burası. İnsanlar burada yüzebiliyor, fotoğraf çekiyor her şey yapabiliyor. Ama piknikçilerimiz maalesef geliyor, oturuyor, akşama kadar keyfini yapıyor, yiyor, içiyor çöpünü burada bırakıp gidiyor. Ben burayı her hafta iki sefer inip temizliyorum ama bunu temizlemek çözüm olmuyor. İnsanlarımızın biraz daha duyarlı olması, insanlarımızın biraz daha mantıklı düşünmesi gerekiyor. Yollarımız yapılıyor, araç ile gelinen iki kilometrelik yolumuz bitiyor ve buraya ivme katacaktır. Onun haricinde şelaleye iniş yolunu da düzenleyeceğiz ve bu saklı cenneti insanların önüne sunacağız. Şuanda araçla gelineni iki kilometrelik yol kısmımız kapalı olduğu halde bile insanlar araçlarını bırakıp bu güzelliği görebilmek için kilometrelerce yol kat ediyor. Gerçekten görülmeye değer bir yer. İnsanların buraya daha rahat ulaşmasını ve bu güzelliği görmesini herkese sağlayacağız inşallah. Burası Milli Parklar ve Orman İşletmesi’nin gözetimi altında. Biz kendi yerimizde kendi tapu alanımıza işletme sahibiyiz" dedi.
Şelalenin görünmeyen dört farklı bölgesi olduğunu aktaran Hancıoğlu, “Aslında burası Doğançay Şelalesi değildir. Eski tarih kitaplarında da Sulu Şen olarak geçer. Şelale sonradan insanların sosyal medyada paylaştığı bir şey olarak çıktı ortaya. Normalde burası Sulu Şen’dir. Yaklaşık 10 kilometre ileriden iki çataldan geliyor bu su. Burası da çok eski zamanlarda depremden oluşmuştur, tamamen doğaldır. Ve doğal olduğu için de hiçbir tesis yoktur şelalenin içerisinde. Bakir bir yer. Boğazın adı Doğançay olduğu için adını oradan almış, normalde Maksudiye Şelalesi. Doğançay’dan, Sakarya Nehri’ne birleşiyor. Burada tek değil bu şelale. Bunun üzerinde 4 tane daha şelale var. İkincisine çıkmak biraz daha zor, diğer üç tanesine çıkmak dağcıların işi, normal bir vatandaşın çıkabileceği yerler değil. Gönül ister ki; buraya gelen insanlar hepsini gezebilsin ve o güzelliği herkes görebilsin. Ama zamanla bu da olacak yandan merdiven, yürüyüş yolu gibi bir şey yapılırsa buradaki güzelliği herkes görebilir. Bir şelale olarak burayı görmeyelim burada toplam 6 tane şelale var” diye konuştu.
Yol çalışması sebebi ile aracını şelaleye uzak bir noktada bırakarak doğal güzelliği görebilmek için kilometrelerce yürüyen Mesut Çiftçi, “Ailemle birlikte Doğançay Şelalesi'ni görmeye geldik ve mükemmel bir alan. Yorulduk ama buna değdi. Hem yorulduk hem serinledik. Yol çalışması varmış, aracımızı park ettik ve bundan dolayı yaklaşık iki kilometre kadar yürüdük. Doğanın harika olması, şelalenin güzelliği ve temiz havayla birleşen anıyı birlikte yaşayarak ölümsüzleştirmek bizim için harika oldu” şeklinde konuştu.
Yorgunluklarının şelaleyi görünce geçtiğini söyleyen Eren Çiftçi ise “Yol çalışması sebebi ile bizim için yorucu oldu biraz. Ama bütün yorgunluğumuz şelaleyi görene kadardı. İlk defa geldik, ben böyle bir yer olduğunu düşünmüyordum normalde. Biraz Karadeniz esintileri var ve güzeldi. Gerçekten tavsiye ediyorum doğayı seven insanların gelmesi gereken bir numaralı yer” ifadelerini kullandı.