"Karşılaştığım insanlara güvendim”
“16-17 yaşlarında Zonguldak’ta yaşarken otostop çekiyorduk. Arkadaşımla okula giderken otobüs kartlarımızı kırıp otostop çekmeye başladık. İlk defa o zaman otostop çekmeye başladım. Bundan sonra bir yerden bir yere ücretsiz gidebildiğimizi fark ettik. Daha sonra otostop çekmeye devam ettik. Yaz gelince rotayı büyüttük çevre şehirlere giderken otostop çekmeye başladık. Harita büyüdükçe ve tecrübe kazanmaya başladıkça Kıbrıs’ta da dil öğrenince dedim artık dil biliyorum. Türkiye ile sınırlı kalmak istemedim. O yaz otostopla Japonya’ya gitmeye karar verdim. O zamanlar Rusya’ya vize yoktu. Gürcistan, Azerbaycan, Dağıstan, Kazakistan, Moğolistan’dan Japonya’ya kadar gidebiliyorduk. Yola çıktığımda cebimde para bile yoktu. Karşılaştığım insanlara güvendim.”
“En sevdiğim ülke Hong Kong”
En sevdiği ülkenin nere olduğu sorusuna, “En sevdiğim ülke Hong Kong oldu. Çünkü çok gelişmiş bir ülke. Ben sanayiyi gelişmeyi seviyorum. Hong Kong’da da bunu çok net görüyorsunuz. Koca ülkeyi Win.rar gibi sıkıştırmışlar çok güzel bir şekilde. Tayvanı’da çok seviyorum. Orada hoşuma giden şuydu hayat standartları yüksek ve herkesin standartı yüksek. İnsanlar arasında bir uçurum yoktu. Kore’yi de çok sevdiğimi söyleyebilirim. Gençler için tam eğlence ülkesi” cevabını verdi.
“Hindistan’a gitmesem de olurdu diyebilirim”
İki tür insan var orada. Biri Cennet Hindistan diyor, biri de benim gibi Hindistan’dan nefret eden insanlar. Şu an hala diyorum. Çok büyük paralar dahi verseler bir daha Hindistan’a gitmem. Çünkü sokakta açlıktan ölmüş insanlar gördüm. Biraz da pis bir ülke. Hindistan’da en teknolojik şeyin ampül olduğu ülkelere gittim. Hiçbir şeyleri yok. Çok eğlendim ama o gördüğüm şeyler beni çok etkiledi. Birgün akşam eğlenip eve dönerken ışıklarda durduk. Yerde bir tane adam çok rahatsız bir pozisyonda yatıyodu. Hindistan’da evsiz görmeye alışmıştım. Arabayı süren abiye bu ne dedim. Normalde kapalı dükkanların önünde ya da parklarda yatıyorlar bu neden burda yatıyo dedim. O da ölmüştür o ya alırlar onu dedi. Sonra bana anlattı belediye çalışanları sokakta ölen insanları toplayıp yakıp küllerini bir yere atıyorlarmış. Böyle bir ülkeyi nasıl sevebilirim ki ?Bence Türkiye’de aç kimse yok. Açım diyen yalan söylüyordur.
Ensar Sevindik’in unutamadığı anı
Gezilerinde unutamadığı anıları anlatan Sevindik, “Endonezya’da bir ev bulduk. Ev sahibinin oğlu başka bir ülkede okuyor gezginleri ailesinin yanında misafir ediyor. Bir köy eviydi. Aileyle Google translate ile sohbet etmeye çalıştık. Bize yemek verdiler ilgilendiler. Evin annesi bize kirli kıyafetiniz var mı? Dedi. Bizde 4 tane gezgindik tabi ki çantamızda bir sürü kirli kıyafet vardı. Arkadaşım çamaşır makinası nerdeyse söyleyin biz kendimiz yıkayalım dedi. Anne kabul etmedi. Bizde verdik gönderdik. Ertesi gün gezmeye çıktık eve geri döndük. Türkiye’ye dönmek için eşyalarımızı toplamaya başladık. Daha sonra Filipinli arkadaşım evde çamaşır makinasının olmadığını söyledi. Bende şaşırdım onca kıyafet nasıl yıkandı diye. Anneye gidip çamaşır makinasını sorduğumda bana olmadığını söyledi. Kadın eliyle 4 çanta kıyafeti yıkamış ütülemiş katlamış bize hazırlamış. Ve bizi daha 2 gündür tanıyor. Benim unutamadığım anılarımdan biriydi bu” şeklinde konuştu.