Bugün Avrupa'ya gittiğim zaman da Avrupa'da da bir Alman, Fransa'dan mal almayı istiyor. Bir Fransız da Almanya'dan mal almayı, ürün tedarik etmek istiyor. Ve bu açık her zaman böyle olacak. Bugün Afrika'daki bir ülke, yarın komşu ülkesinden mal tedarik etmek isteyecek. Dolayısıyla bu ürün tedariği sırasında Ar-Ge ve lojistik merkezi olarak kalitenin, finansal güvenin ve sistem güvencesinin sağlandığı bir proje üzerine Türkiye'den başlayarak yurt dışına böyle bir marka oluşturma hayalim var” diye konuştu.
“İhracattaki başarımız tesadüf değildir”
İhracatta, başarının büyük önem taşıdığına ve Türkiye'nin sistemsel eksiklikler sebebi ile ihracatta geri kaldığını ifade eden Toprakçeken, “120 kişiyle dünyada 30'da fazla ülke ihracat yapmaktayız ve ülkemize döviz getirisi olarak ekonomiye katkıda bulunmaktayız. Bunun gururuyla aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarımız devam etmektedir. Sadece Türkiye piyasasında kalmayıp, ülkemizin ekonomisine katkıda bulunmak gayesiyle Ar-Ge ve lojistik merkezi adı altında dünyaya satabileceğimiz bir sistem üzerine çalışıyoruz.
Bu sayede de ülke ekonomisi daha fazla katkıda bulunmak istiyoruz. Aslında Türkiye'de çok fazla imalatçı var ve biz çoğunlukla Avrupa kıtasında çalışıyoruz, oradaki firmalarla da kıyaslama şansımız oluyor. Şunu gördüm; Türkiye'deki birçok firmadan daha düşük kalitede imalat yapan firmalar var. Fakat sistem olayı ilerletiyor. Dolayısıyla Türkiye'de sistemsel eksiklik olduğu için altyapı ve sistemsel eksiklikten dolayı ihracatta geri kalmaktadır. Şirketlerin maraton koşusuna çıkıp bilinmeyenleri ortadan kaldırıp sistem olarak daha ileri boyuta getirilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak Mono Steel'in ihracattaki başarısı tesadüf değildir. Kaliteye verilen önem, yenilikçi teknolojiler, küresel projelerdeki deneyimimiz, lojistik altyapımız ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımımız, bizi dünya çapında projelerde tercih edilen bir marka haline getiriyor” şeklinde konuştu.