Rümeysa Öztürk Davasında İlk Duruşma Görüldü: Mahkeme Kararından Dakikalar Önce Nakil Yapıldı
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk’ün kızı olan doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk’ün, Hamas’a destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından ABD'de görülen ilk duruşmasında dikkat çekici detaylar ortaya çıktı. Mahkeme kararından sadece dakikalar önce yapılan nakil işlemi, yargı yetkisinin bilinçli olarak aşındırıldığı iddialarına neden oldu.

ABD’de doktora öğrencisi olarak bulunan Rümeysa Öztürk, 25 Mart tarihinde ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) ajanları tarafından gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi olarak, Hamas’a destek verdiği iddiası ve bu doğrultuda vizesinin iptali gösterildi. Öztürk'ün avukatları ise gözaltı sürecinde hukuki hakların ihlal edildiği gerekçesiyle Boston Federal Mahkemesi'nde “habeas corpus” davası açtı. Bu dava kapsamında görülen ilk duruşmada Öztürk, eyalet dışında tutulduğu için uzaktan katıldı.

Yargı Yetkisi Tartışması: Mahkeme Kararından Dakikalar Önce Nakil
Duruşmada, Öztürk'ün avukatları tarafından yapılan savunmada, müvekkillerinin gözaltına alındıktan sonra gece yarısı ICE tarafından bilinçli olarak eyalet dışına çıkarıldığı öne sürüldü. Avukatlar, bu transfer işleminin Boston Mahkemesi’nin yargı yetkisini etkisiz kılmak amacıyla yapıldığını belirtti.
Hükümetin sunduğu zaman çizelgesine göre Öztürk, yerel saatle 17.15’te Boston Somerville’deki evinin yakınlarında gözaltına alındı. 17.49’da ICE gözetiminde yola çıkarıldı. 22.01’de Öztürk’ün avukatları Boston Mahkemesi’ne acil dilekçe sundu. 22.28’de ise Öztürk, Vermont’a taşındı. Saat 22.55’te Boston Bölge Mahkemesi Yargıcı Indira Talwani, Öztürk’ün Massachusetts’te kalmasına dair karar verdi. Ancak bu kararın hemen öncesinde ICE nakli gerçekleştirmişti.
Sabah 05.31’de Vermont’tan Louisiana’ya uçuş yapıldı ve saat 14.35’te Alexandria’ya inişin ardından Öztürk, Basile’deki göçmenlik merkezine sevk edildi.

“Yargı Yetkisi Vardı” Tartışması: Avukatlardan Net İfade
Öztürk’ün avukatları, müvekkillerinin gözaltına alındığı andan itibaren ICE Boston saha ofisinin denetimi altında olduğunu ve bu nedenle Boston Mahkemesi'nin yargı yetkisine sahip olduğunu ifade etti. Avukat Mahsa Khanbabai, “Öztürk, tutuklandığında fiziksel olarak Boston ICE saha ofisinin kontrolündeydi. Bu nedenle bu mahkeme yargı yetkisine sahiptir.” sözleriyle savunmasını yaptı.
Öte yandan Federal Savcı Mark Sauter, “Rumsfeld v. Padilla” davasına atıfta bulunarak davanın tutuklunun fiilen bulunduğu Vermont ya da Louisiana eyaletlerinde açılması gerektiğini savundu. Sauter, “Massachusetts Bölge Mahkemesi'nin bu davada kişisel yargı yetkisi yoktur. Dava, Vermont ya da Louisiana'da görülmelidir. Ayrıca ICE'nin nakil süreci tamamen rutin prosedürlere dayanmaktadır.” dedi.

“20 Saat Bilgi Alamadan Beklediler”
Avukatlar ayrıca, ICE’in Öztürk’ün yerini kasıtlı olarak gizlediğini de ileri sürdü. “Öztürk’ün ailesi ve avukatı, nerede olduğunu yaklaşık 20 saat boyunca öğrenemedi. ICE, mahkeme kararına rağmen nakil işlemini gerçekleştirdi. Öztürk, tutuklandığında avukatıyla iletişim kuramadı, telefon verilmedi. Nakil kararı, tutuklamadan önce alınmış olsa da avukatın sürece dahil olma fırsatı kasıtlı olarak engellendi.” ifadeleri kullanıldı.
Davaya müdahil olan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) avukatlarından Brett Max Kaufman da süreci sert sözlerle eleştirdi. Kaufman, “Hükümet burada sadece bir öğrenciyi tutuklamadı, anayasal hakları fiilen devre dışı bırakan bir strateji yürüttü.” diyerek uygulamanın hukuki teamüllerle bağdaşmadığını savundu.