USD 34,33
EUR 37,29
ALTIN 3.028,63
BIST100 8.885

Polis eşini öldüren Yasemin’in babası: Kızımız nefsi müdafaa yaptı

Samsun'da, tartıştığı eşi Yasemin Çitil (31) tarafından kendisine ait tabancayla öldürülen özel harekat polisi Emrullah Çitil'in (32) Sivas'ta yaşayan ailesi, torunlarını göremediklerini iddia etti.

Polis eşini öldüren Yasemin’in babası: Kızımız nefsi müdafaa yaptı
28 Eylül 2021 | 14:59
Son Güncelleme:

Samsun'da, tartıştığı eşi Yasemin Çitil (31) tarafından kendisine ait tabancayla öldürülen özel harekat polisi Emrullah Çitil'in (32) Sivas'ta yaşayan ailesi, torunlarını göremediklerini iddia etti. Yasemin Çitil'in babası Bayram Çakmak ise “Bizim çocuğu göstermeme gibi bir durumumuz yok ama sürekli torunuma karşı annesinin, babasını öldürdüğünü söylüyorlar; torunumun psikolojisini bozuyorlar. Kızım nefsi müdafaa yapmıştır, herkes bunu böyle bilsin” dedi.

Olay, 15 Temmuz’da, Tekkeköy ilçesi 19 Mayıs Mahallesi'nde meydana geldi. 5 yıllık evli ve 3 yaşında erkek çocukları bulunan Yasemin ve Emrullah Çitil arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Yasemin Çitil, tabancasını aldığı özel harekat polisi eşi Emrullah Çitil'e tek el ateş etti. Yaralanan Emrullah Çitil, 1'inci kattaki evlerinin balkonundan kaldırıma düştü. Yüzüstü beton zemine çakılan Çitil'e eşi, balkondan 2 el daha ateş etti. İhbarla gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Emrullah Çitil, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Gözaltına alınan Yasemin Çitil, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece 'eşi kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Emrullah Çitil'in cenazesi ise memleketi Sivas'ta toprağa verildi. Olayın ardından çiftin çocukları M.A.Ç., geçici olarak mirasçılık belgesi ile Yasemin Çitil'in babası Bayram Çakmak'a verildi. Bu sürecin ardından Emrullah Çitil'in annesi Sebiha Çitil de torununu göremediğini iddia etti.

'ÇOCUĞUN GÖSTERİLMEMESİ GİBİ BİR DURUM YOK'

Çitil ailesinin iddialarını reddeden Bayram Çakmak ve eşi Ülker Çakmak, kızları Yasemin Çitil'in şiddete maruz kaldığını öne sürdü. Konunun iddia edildiği gibi kıskançlık olmadığını kaydeden Ülker Çakmak, "Kızım sürekli eşi tarafından darbediliyordu. Damadımın bu nedenle 18 dosyası var, isterlerse araştırsınlar. Kızım sırf şiddetten dolayı erken doğum yaptı. El kadar çocuğun yanında sürekli darbediyordu. Çocuğun gösterilmemesi gibi bir durum yok. Ben çocuğu sürekli gösteriyordum. Telefonumda kayıtlı, ağustos aramaları halen duruyor. Benim torunum 3 yaşında, telefonu eline alıp konuşabilecek durumda değil. Ben kendi elimle tutup konuşturuyorum. Daha sonra bize sosyal hizmetlerden geldiler. Oradan gelen beyefendi karşı tarafın çocuğun yurda verilmesi isteğini bize iletti. Bu çocuk yurtta ne yapar? Kendileriyle görüştüğümüzde 'Sizinle görüşeceğiz, sıra size de gelecek' gibi cümleler ettiler. ‘Senin annen babanı öldürdü’ gibi şeyler söylüyorlar. Torunum zaten pedagoga gidiyor. Telefonu açıyorum, bu tarz konuşuyorlar. Hangi vicdan bu çocuğu gösterir?" diye konuştu.

DARP RAPORLARIMIZ VAR’

Hafta sonu torunlarının kaçırılmasına yönelik olay yaşadıklarını iddia eden Ülker Çakmak, "Pazar günü eşim, torunuma trene binme sözü vermişti. Sonra onu alıp götürdü, eşim beni aradı. Aradığında arkadan büyük bir hengame sesleri geliyordu. 'Çabuk yetişin, torunumu kaçırıyorlar' dedi. Bunu duyunca evden nasıl çıktığımı bilmiyorum. Gittim baktım ki Sivas'tan iki araba dolusu insan gelmiş. Sonra beni ve eşimi darbettiler, benim de elimi çizdiler. Darp raporlarımız var. Benim bunları anlatmamdaki maksat, konu kıskançlık değil. İşin içinde darp var, bu nedenle de nefsi müdafaa var. O gün silahı kuran benim damadım, 'Bugün burada üçümüz de öleceğiz' diyen, benim damadım. Kızımın boğazında, ayaklarının altında hep darp izleri var. O gün, kızımın boğulma sesleri üzerine ‘Aç kapıyı’ diye bağırdık. ‘Annen baban da geldi, onlar da ölecek’ dedi. İşte o boğuşma anında kızım silahı ateşliyor. Ben bunu insanların vicdanına bırakıyorum. Benim çocuğum hayatta kalmak için çocuğunun hayatını kurtarmak için yaptı" dedi.

TORUNUMUN PSİKOLOJİSİNİ BOZUYORLAR’

Baba Bayram Çakmak ise "Kızım o gün kendisini korumasaydı şimdi o ve çocuğu mezarda olacaktı. Damadım, benim kızımı sürekli darbediyormuş, bu durumdan bizim haberimiz çok geç oldu. Pazar günü Sivas'tan gelen iki araç beni takip etti ve torunumu elimden kaptıkları gibi arabaya koştular. Ben de peşlerinden koştum ve arabaya elimle yapıştım. Bu şekilde beni yaklaşık 500 metre kadar sürüklediler. Elimi bırakmam için de bana vurdular. Darp izleri hala duruyor. Kızım karıncayı bile incitecek bir insan değildi ancak damadım maalesef kızımı sürekli darbediyormuş. Olay günü de kızım 'Baba yetiş' diye bizi aradı. Biz sakin olmasını söyledik ama o bize 'Bizi öldürecek, yetişin' dedi. Kapıya vardığımızda kızımın boğulma seslerini duyuyordum. Bunun üzerine bir yandan polisi aradım bir yandan da kapıya şiddetle vurmaya başladım. İçerideki o boğuşma sırasında kızımın elindeki silah patlamış. Bizim çocuğu göstermeme gibi bir durumumuz yok ama sürekli torunuma karşı annesinin, babasını öldürdüğünü söylüyorlar. 'Onlar kötü' diyerek torunumun psikolojisini bozuyorlar. Benim kızım nefsi müdafaa yapmıştır, herkes bunu böyle bilsin" diye konuştu.