“At etinin en belirgin özelliği, kendine has ekşi tadının bulunmasıdır”
At etinin renginin koyu kırmızı olduğunu belirten Ercoşkun, “At ve eşek hayvanlarının ekonomik ömrü dolduktan sonra bir şekilde bir gıda zinciri içerisine girebilmektedir. Bu hayvanların hijyenik kesimi söz konusu olmadığı için birçok hastalığın taşıyıcısı olabilmekteler. Dana eti, pembe şekilde kendine has bir renktedir. Maalesef ülkemizde, etin rengi koyulaştıkça daha lezzetli ya da gerçek et olduğu gibi bir düşünce var ama aslında dana etinin birkaç ton kırmızı olduğu hali at etidir. At etinin en belirgin özelliği, kendine has ekşi tadının bulunmasıdır. Bu ekşilik sucuk ve pastırmada arzu edilen fermente lezzeti tamamlayan bir tattır” diye konuştu.
“Domuz etinin dana etinden daha açık pembe rengi vardır"
Toplu tüketim yapılan mekanlara daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Ercoşkun, “Domuz eti gibi etlerin toplu tüketim yapılan mekanlarda insanlara verilmesi söz konusu olabiliyor. Maalesef farkına varılmadan bu etler tüketiciye ulaşmış olabiliyor. Kesimhane kontrolleri, kesimhanelerde hazırlanana şehadet nameler ve diğer evraklar, hayvanlarının kimlik kağıtlarının bulunması, et alımı ve satımında önem taşımaktadır. Yine bu noktada güvenilir kaynaklardan etin temin edilmesi büyük önem taşımaktadır. Domuz etinin dana etinden daha açık, pembe rengi vardır. Domuz etini diğer etlerden ayıran en büyük özelliği, parça halinde aşırı miktarda yağlı olmasıdır. Ancak bu ürünlerin et ürünleri ile işlenmesi halinde tüketicilerin duyusal olarak birbirilerinden ayırmaları çok da kolay değil” şeklinde konuştu.