Ortadoğu'da Tırmanan Gerilim: İran ve İsrail Arasındaki Füze Savaşları
İran'ın 1 Ekim'deki füze saldırısına karşılık veren İsrail, Tahran'daki askeri noktaları hedef aldı. Gerilim yükselirken, ABD'nin tutumu ve her iki tarafın açıklamaları, çatışmaların seyrini etkileyebilir.
1 Ekim'de İran'ın İsrail'e düzenlediği füze saldırısının ardından, 26 Ekim'de İsrail, Tahran ve çevresindeki askeri üsleri hedef alan hava saldırıları gerçekleştirdi. İran, saldırının sınırlı hasar verdiğini belirtirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın savunma yeteneklerine ağır bir darbe indirdiklerini vurguladı. Netanyahu, "Bu emri Amerika'dan almadık" diyerek, saldırının bağımsız bir karar olduğunu ifade etti.
ABD, İsrail'in saldırısını "meşru müdafaa" hakkı olarak değerlendirdi. Savunma Bakanı Lloyd Austin, İran'ı saldırılara karşılık vermemesi konusunda uyardı ve gerilimi azaltma fırsatlarına dikkat çekti. Austin, “İran, karşılık verme hatasına düşmemeli” dedi.
İsrail, çok sayıda jetle gerçekleştirilen saldırılarda İran’ın füze üretim tesislerini hedef aldı. İran ise, kendini savunma hakkı olduğunu belirtirken, uluslararası hukuka başvurmayı planlıyor. İran Meclis Başkanı Muhammed Bagher Kalibaf, bu saldırının bir yanıt gerektirdiğini ifade etti.
İran'ın dini lideri Ali Hamaney, saldırının büyüklüğünü ne küçümsemek ne de abartmak gerektiğini vurguladı. Hamaney, "Siyonist rejimin hesaplama hatası bozulmalıdır" diyerek, İran milletinin gücünü hatırlattı.
Bu olaylar, Ortadoğu'da büyük bir gerilime neden olurken, BM Güvenlik Konseyi de İran’ın talebi üzerine acil olarak toplanacak. İsrail'in saldırılarına yönelik tartışmalar sürerken, ülkedeki kutuplaşma da dikkat çekiyor; bir kesim barış arayışındayken, aşırı sağ, daha sert önlemler talep ediyor.
