"Sanık ve eşi, maktulden korktukları için sırayla uyuyan insanlardır"
Esas hakkındaki mütalaaya karşı sanık Şakir Ş., "Beraatimi, aksi kanaatte lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum" diye konuştu.
Sanık avukatı Hakan Akkaya ise "Mütalaya katılmıyoruz. Müvekkil maktul tarafından defalarca şiddete maruz kalmıştır, en son temin edilen ses kayıtlarında da bu husus ispatlanmıştır. Olay günü sanık kendisini ve eşini korumak maksadıyla hareket etmiştir. Sanık ve eşi, maktulden korktukları için sırayla uyuyan insanlardır. Olay esnasında maktul müvekkile saldırmış, müvekkil karşı koyarken maktul hareketsiz kalmıştır. Maktulün akciğer sağlık sorunları itibariyle bu eylemin meydana geldiği kanaatindeyiz. Belki sağlam birine müvekkil bu eylemi gerçekleştirse ölüm meydana gelmeyecekti. Müvekkilin öncelikle beraatini, aksi kanaatte lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu.
Sanığın heyecan ve korku ile suçu işlediği kanaatine varıldı
Mahkeme heyeti, sanığın atılı fiilleri, kendisine yöneltilen haksız saldırıyı o anki hal ve şartlara göre, saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu sırasında mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş nedeniyle meşru savunmada yasal sınırı aşarak işlediği ve bu nedenle kusurunun bulunmadığına karar vererek, cezalandırılmasına yer olmadığına hükmetti.
İlk duruşmadaki savunması
Şakir Ş. 1 Kasım 2023'de görülen ilk duruşmadaki savunmasında, Yunus'un İstanbul'da yaşadığını, zaman zaman Kocaeli'ye geldiğini, olaydan bir gün önce de İstanbul'dan otobüse binerek Kocaeli'ye geldiğini ve onu almak için aile üyeleriyle birlikte otogara geldiklerini söylemişti. Şakir Ş., Yunus'un annesini sürekli tehdit ettiği gerekçesiyle otogara da polis ile birlikte gittiklerini, Yunus'un polisleri görünce küfür ettiğini ve birlikte ifade vermek için karakola gittiklerini belirterek, "Bir süre sonra Yunus'u da karakoldan bırakmışlar. Baba yüreği, dayanamadım. Karakol tarafına gittiğimde Yunus'un parkta yattığını gördüm. Beni görünce kaçtı, koşarak onu yakaladım. Amacım onu eve getirmekti, sokakta yatmasına gönlüm razı gelmedi. Yanımda büyük oğlum İbrahim ve eşim Arzu da vardı. Beraber eve gitmek için arabaya bindik. Yolda su almak için durdum. Ben su almaya gidince Yunus bekçilere, 'Beni öldürecekler' diye bağırmış. Bekçiler bizi karakola götürdü. Oğlumun hasta olduğunu söyleyerek onu bize vermelerini istedim ancak 24 yaşında olduğunu söyleyerek kabul etmediler. Bunun üzerine biz eve gittik" ifadelerini kullanmıştı.