Mevlana Celaleddin Rumi’nin ünlü sözü, mükemmeliyetçilik arayışımızın ne kadar zararlı olduğunu anlatıyor: "Hamdım, piştim, yandım." Bizim amacımız "tam olma" hali değil, bu yolculukta kusurlarla barışabilmek olmalı.
Mükemmel olmak, her şeyde başarıya ulaşmak zorunda olmak aslında içsel huzurdan çaldığının farkında mıyız? Sosyal medya sayesinde sürekli daha iyisini görmeye, hep daha fazlasını istemeye başladık. Mükemmel anneler, evler, tatiller... Ama bütün bunların içinde kaybolan, kaçırılan anlar var.
Aristoteles’in söylediği gibi, mükemmel olmak ulaşılması imkansız bir ideal; önemli olan iyi olabilmektir. Mükemmeliyet, insanı yorup stres yaratırken, aslında olduğu haliyle iyi olmak, kendini olduğu gibi kabul etmek en yüksek noktadır. Çünkü mükemmellik, insanı kendi sınırlarına hapseder ve bize gerçek özgürlüğü, kusurlu olduğumuzda sunar.