“Mezheplerin Doğuşunda Siyaset ve Yönetim” Konulu Seminer
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Temel İslam Bilimleri Bölüm Seminerleri kapsamında Dr. Öğr. Üyesi M. Mücahid Dündar tarafından “Mezheplerin Doğuşunda Siyaset ve Yönetim" başlıklı bir seminer gerçekleştirildi.
İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda pandemi tedbirlerine uygun olarak gerçekleştirilen programa İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, Temel İslam Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Akkuş, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Sunuculuğunu Arş. Gör. Furkan Ramazan Öğe’nin yaptığı programın açılış konuşması, Temel İslam Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Akkuş tarafından gerçekleştirildi. Prof. Dr. Akkuş, İslâm dünyasında ve Orta Doğu’da mezhepler arasındaki farklı görüş ve kanaatlerin günümüzde bazı sorunlara yol açabildiğini belirterek seminerde ele alınan konunun öneminden bahsetti.
Dr. Öğr. Üyesi M. Mücahid Dündar, konuşmasının başında “Mezhepleri siyaset ve yönetimin ortaya çıkardığı” şeklindeki yaygın kabulü paylaşmadığını ifade etti. Bunun bir müsteşrik kabulü olduğunu ve tartışmaya açık olduğunu kaydeden Dr. Dündar, bu yaklaşımın bir inanç ya da mezhebin ortaya çıkışında pragmatik bir sebep arayan determinist düşünce yapısından kaynaklandığını söyledi.
Mezhepler tarihi kaynaklarında İslâm milleti içerisinde ilk ortaya çıkan ihtilafın imamet konusunda olduğunun ifade edildiğini ve bunun bir gerçeklik olduğunu belirten Dündar, bu bağlamda hilafetin peygamberin vekilliği olup olmadığı ve halife ya da imamın peygamberin sahip olduğu vasıflardan onun vefatından sonra hangisinin ya da hangilerinin halefi olacağı şeklinde temel problemlerin ortaya çıktığını söyledi. İmamın ya da halifenin belirlenmesinde Sünnîlerin irade ve ihtiyar, Şia’ın ise ilahî tayin görüşüne sahip olduğunu vurgulayan Dündar, bu şekilde ilk görüş ayrılıklarının başladığını ifade etti. Devamında İslâm tarihinin ilk dönemlerinde meydana gelen birtakım hadiselerden bahseden Dr. Dündar, bu çerçevede bazı düşünce ekollerinin, dinî ve siyasî konularda bazı anlayışların, başlangıçta siyasî olup sonradan dinî bir umdeye dönüşen bazı düşüncelerin ortaya çıktığını ve zamanla bunların bir topluluk ve cemaat oluşturduğunu söyledi.
Mezheplerin ortaya çıkışı ve siyaset arasındaki ilişkinin çokça dile getirilen ancak ortaya konulması zor olan problemlerden biri olduğunu kaydeden Dr. Dündar, böyle bir ilişkiden bahsedebilmek için “İtikat ya da mezhebin mi yoksa siyasetin mi önce geldiği” sorusu üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyledi. Dini siyasete alet etme olgusuyla din-siyaset ilişkisinin bazen karıştırıldığına dikkat çeken Dündar, “Dini birisinin kullanması apayrı bir olgudur. Dinî bazı inanışların, itikâdâtın ve bu itikatlar bütününün bu yapıların ve kurumların etkisiyle ortaya çıktığını söylemek apayrı bir şeydir.” ifadelerini kullandı. Dündar, bütün itikadî görüş ya da mezheplerin arkasında mutlaka siyasi bir sebep aramanın doğru olmadığını vurgulayarak siyasî-dinî fırkaların Haricîler ve Şiîlere inhisar edilmesi gerektiğini söyledi.
Dr. Dündar, konuşmasının devamında İslâm tarihinde esaslı ilk itikadî tartışmaları başlatan Cemel ve Sıffîn savaşları ile Emevîler ve Abbâsîler dönemlerindeki bazı olaylar üzerinde üzerinde durdu.
Program, dinleyiciler tarafından sorulan soruların Dr. Öğr. Üyesi M. Mücahid Dündar tarafından cevaplandırılmasının ardından sona erdi.