“Erken yakalandığında memeyi almaya gerek kalmıyor”
Meme kanserinde tedavi konusunu anlatan Op. Dr. Necdet Derici, “Multidisipliner yaklaşım gerektiren bir tedavi gerektirir. Yani sadece bir hekimle değil cerrahi, onkoloji, psikiyatrist ve diğer hekimlerle çalışılır. Kanserlerde temel tedavi, hastalıklı dokunun çıkarılmasıdır. Meme kanserleri artık eskisi gibi değil. Tarama metodları geliştiğinden erken teşhis edilebiliyor. Erken yakalandığı için ise memeyi almaya gerek kalmıyor. Sadece hastalıklı dokunun sağlam sınırlarla çıkarılması ve koltuk altı örneklemesi yapılması yeterli oluyor. Bu arada tabii patolog da bulunduruyoruz. Ardından kemoterapi, radyoterapi için onkolojiye yönlendiriyoruz. Immünoterapi ve hormon tedavisi ile uzun dönem reseptörleri pozitif olan hastalarda bu tedavilerin verilmesini sağlıyoruz” açıklaması yaptı.
“Önce doktor muayenesi sonra ultrason veya mamografi yapılmalıdır”
Doç. Dr. Şükrü Çolak “Bazen hastalar bize geliyor ve sadece ultrason ve mamografi yaptırmak istiyor. Bu modelitelerin tanı için yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak; hasta muayenesi, mamografi, ultrason, diğer radyolojik tetkikler bunlar bir bütün oluşturuyor. Bu bütünün parçaları ayrı olduğu zaman bazen tanı açısından, bizim açımızdan yeterli olmuyor ya da yanılmalara sebep olabiliyor. O nedenle lütfen ve lütfen kadınların ilk önce bir doktordan muayene olmalarını istemelerini istiyoruz. Arkasında ultrason ya da mamografi yaptırmaları gerektiğini vurgulamak isterim” şeklinde uyardı.
Ekim ayı kadınlara meme kanseri farkındalığı oluşturmak açısından önemli olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Şükrü Çolak ise “Biz de düzenlediğimiz etkinlikle onlara uyaran olmak istedik. Meme kanseri, kadınların en çok başını ağrıtan, en büyük sıkıntıya yol açan sebeplerden biridir. Tedavisi ise aslında çok komplike değil, basit. Farkındalık ve erken teşhis ne kadar artarsa tedavi o kadar kolay olur. Hasta da kolaylıkla sağlığına kavuşabilir” dedi.