
Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42'nci maddesindeki 'Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.', Sendika Kurma Hakkı başlıklı 51'inci maddesindeki bu hakkın kullanılmasının 'milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle' sınırlandırılabileceği, ilkeleri başta olmak üzere Milli Eğitim Temel Kanunu ile aile hayatını koruma altına alan bütün yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulmalıdır. Eğitim öğretim kurumlarımızda, ilgili mevzuatımızla çerçevesi belirlenerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir" denildi.

'GEREKLİ ADLİ VE İDARİ SÜREÇLER YÜRÜTÜLECEKTİR'
Sendika yetkilileri ve okullarda görev yapan öğretmenlerin anayasa başta olmak üzere kanunlarla kendilerine verilen yetki ve görevler çerçevesinde hareket etmekle yükümlü oldukları hatırlatılan açıklamada, "Sendikal haklar, örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkını içermekte olup kamu hizmetlerinin nasıl yürütüleceğinin çerçevesini ise mevzuat belirlemektedir. Ulusal ve uluslararası normlarda sendikal hakların kullanımı, kamu hizmetlerini keyfi biçimde yürütmek anlamına gelmemektedir.

Sendikal hürriyet iddiasıyla yürütülen ötekileştirici, ayrıştırıcı, kamplaştırıcı ve illegal faaliyetlerin 'sendikal özgürlük' kavramını dejenere ettiği ve özüne zarar verdiği de açıktır. Tüm bu açıklamalar ışığında, sendikal özgürlüklerin kullanıldığı iddiasıyla anayasaya, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı davranışlarda bulunarak sendikal faaliyetlerin özüne zarar veren kişi ve kurumların eylem ve açıklamalarına asla müsamaha gösterilmeyecek, gerekli adli ve idari süreçler yürütülecektir" ifadelerine yer verildi.