İsrail'e 60 gün süre
Antlaşmaya göre İsrail Lübnan'a karadan, denizden veya havadan herhangi bir askeri saldırı gerçekleştirmeyecek. Hizbullah ve Lübnan'daki diğer silahlı gruplar da İsrail'e karşı herhangi bir saldırıda bulunmayacak. Lübnan'da her türlü silah satışı, tedariki ve üretimi Lübnan hükümetinin denetimi altında olacak. Ruhsatsız her türlü altyapı tesisi veya askeri bölge yok edilecek ve yasa dışı silahlara el konulacak. Lübnan, kendi güvenlik güçlerini üzerinde anlaşılan güvenlik planı doğrultusunda sınır hattı boyunca konuşlandıracak. İsrail ise kendi güçlerini 60 gün içinde kademeli olarak Mavi Hat'tın ötesine çekecek. Lübnan'ın resmi güvenlik güçleri ülkede silah taşıma ve operasyon yapma yetkisine sahip tek grup olacak. ABD, İsrail ile Lübnan arasında tanınmış kara sınırları oluşturulması için dolaylı müzakereleri teşvik edecek. İsrail ve Lübnan, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının önemini kabul edecek. İsrail ile Lübnan arasındaki taahhütlerin uygulanması ve denetimi için ortak bir komite oluşturulacak.
Lübnan Savunma Bakanı: “Güneye 10 bin asker konuşlandırılacak”
Lübnan Savunma Bakanı Maurice Sleem, hükümetin uluslararası kararları uygulama ve Lübnan güçlerini ülkenin güney sınırına gönderme konusunda kararlı olduğunu, bunun ulusal egemenlik açısından hayati öneme sahip bir gelişme olduğunu ifade etti. Bakan Sleem, hükümetin güneye 10 bin asker göndereceğini ve Hizbullah'ın ateşkes anlaşması gereği geri çekileceğini vurguladı.
“Yeni bir sayfa açacağız”
Lübnan Başbakan Necip Mikati yaptığı konuşmada, hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararının uygulama konusunda kararlı olduğunu ifade etti. Başbakan Mikati, ateşkesin ardından ülkenin güneyinde güvenliği sağlamanın Lübnan ordusunun yetkisinde olduğunu belirtti. Mikati ayrıca, İsrail'in anlaşmaya uyması ve güneyden çekilmesi çağrısında bulundu. Mikati, “Yeni bir sayfa açacağız ve acı dolu bir sayfayı kapatacağız. Savaşın ilk gününden itibaren devlet her türlü çabayı gösterdi.
Tüm bakanlıklara çalışmalarından dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Ayrıca bize yardım eden ve etmeye devam eden tüm kardeş ülkelere de teşekkür etmek istiyoruz. Halkımızın topraklarına, köylerine dönme ve huzur içinde yaşama hakkı vardır. Bekaa'daki, güneydeki ve Beyrut'un banliyölerindeki halkımızla dayanışma içindeyiz. Tüm yıkılan alanları yeniden inşa etmek için farklı sivil toplum kuruluşları ve ülkelerle birlikte çalışacağız.