Bacak kalınlıkları vücut ağırlığını artırıp kişinin hareketlerini kısıtlamakta, bu da kilo almalarına sebep olmaktadır. Kilo aldıkça da lipödem artmakta, ancak hasta kilo verse de bacakların incelmediğini görecektir. Kıyafet seçiminde sıkıntılar yaşamaya başlar. Bu durum da kişide psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Hasta sosyal ortamlara girmek istemez ve sosyal çekilmeler ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
"Obezite ile karıştırılıyor"
Lipödemin obeziteyle sıklıkla karıştırılsa da aslında birbirinden farklı iki durum olduğunu belirten Doç. Dr. Bozkurt, "Obeziteden farklı olarak lipödemde vücudun üst tarafı normalken, belden aşağısında aşırı bir yağlanma vardır. Ayaklar zayıftır, ödemli ve şiş ya da yağlı değildir, incedir. Orantısız bir vücut görüntüsüne sahiptirler" ifadelerini kullandı.
"Komplikasyonları önlemek tedavideki ilk hedefimizdir"
Tedavi yollarını da anlatan Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Lipödemde etiyolojiye yönelik bilimsel çalışmalar devam ettiğinden etiyolojik faktörler henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle hedefe yönelik bir kür tedavisi henüz mevcut değildir. Ancak lipödemin klinik ilerlemesini durdurmak, fiziksel ve psikolojik durumu düzeltmek, komplikasyonları önlemek tedavideki ilk hedefimizdir. Lipödem tedavisinde konservatif ve cerrahi yöntemler mevcuttur. Hasta fizik tedavi doktoru tarafından değerlendirilir, hastalığın evresine göre tedavi yöntemi seçilip kişiye özel tedavi planlanır. Kilo kontrolü, egzersiz, diyet, psikoterapi, komplet dekonjestif terapi (KDT), pönomotik kompresyon cihazları, liposakşın gibi tedavi seçenekleri mevcuttur.