Öncelikle şunun altını çizelim: Fasulye, nohut, börülce, bakla, barbunya, mercimek gibi baklagiller, Türk mutfağının vazgeçilmez unsurları. Hatta pek çoğumuz için "milli yemeğimiz" denince akla kuru fasulye, mercimek çorbası gibi lezzetler geliyor. Baklagiller Latin mutfağında da çok önemli bir yer tutuyor.
Ancak özellikle Kuzey Amerika'da baklagiller gerektiği kadar fazla tüketilmiyor. Bu nedenle bu coğrafyadaki uzmanlar, bu sağlıklı besin maddelerinin bol bol tüketilmesi gerektiğini tekrar tekrar vurguluyor. Kendall da bu noktaya dikkat çekerek, "Kuzey Amerikalılar bakliyat tüketmemeleriyle ünlüler. O sağlıklı besin kaynağından uzaklaştık. Daha fazla baklagil tüketmeliyiz" diye konuştu.
Zira baklagillerin hepsi çok güçlü bitkisel protein kaynakları. 1 su bardağı kadar fasulyede yaklaşık 15 gram protein bulunuyor. Dahası New York Üniversitesi Beslenme ve Yemek Çalışmaları bölümünde dersler veren diyetisyen Andrea Glenn, "Baklagiller ayrıca B vitaminleri, folat, demir, magnezyum ve potasyum gibi önemli vitamin ve minerallerle doludur" dedi.
Baklagillerin içeriğindeki bir diğer önemli madde de lif. 1 porsiyon salataya koyacağınız baklagil, 12 ila 15 gram lif almanızı garanti ediyor. Dahası bu leziz taneciklerde bulunan karbonhidratlar da oldukça yavaş sindiriliyor. Bu da baklagillerin LDL kolesterolü düşürüp kalbi koruyucu etki yapması anlamına geliyor.