Kök çürüklüğü hastalığına karşı yapılan araştırmada, 500 bitkiden sadece 35'i sağlam kaldı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Meyve Yetiştirme ve Islahı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kök çürüklüğü hastalığına karşı 500 bitki üzerinde yaptıkları 5 yıllık incelemede sadece 35 bitki türünün canlı kaldığını keşfettiklerini söyledi.
Prof. Dr. Ümit Serdar, ticari tarım ürünlerinin zararlı ve hastalıklara karşı dayanıklı çeşitlerini tespit ederek kayıt altına alıyor. Türlerin hangi hastalığa ya da zararlıya karşı dayanıklılığını bilimsel olarak kanıtlayan Prof. Dr. Serdar, aynı cins türleri birbirlerine aşılayarak her zorlu şartta yaşamını sürdüren bitkiler elde ediyor.
İnceleme ve araştırmalarını Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu'nda ve fakültede devam ettiren Serdar, 5 yıldır kök çürümesi hastalığı üzerine çalışma yürütüyor. 500 bitki üzerinde başladığı araştırmalarda sona yaklaşan Prof. Dr. Serdar'ın elinde kök çürüklüğüne dayanıklı 35 bitki sağlam olarak bugüne kadar geldi. Aralarında çoğunlukla kestane çeşidi bulunan bu 35 bitki çoğaltılarak ticari bahçelerde kullanılması amaçlanıyor. Serdar, araştırma istasyonunda ağırladığı Tarım Topluluğu Grubu ve Ziraat Fakültesi öğrencilerine hastalıktan zarar gören bitkileri ve dayanıklı bitkileri yerinde göstererek ders verdi.
“Doğru anaca aşılanan kestaneler hep yaşama kabiliyetine sahip olacak”
Birçok kestane türünün en az bir hastalık ya da zararlıya dayanıksız olduğunu, bunu ortadan kaldırmak için de çalışmalar gerçekleştirdiklerini öğrencilere aktaran OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ümit Serdar, “Betizac çeşidi kestane ağacı gal arısı zararlısına dayanıklı, çok popüler bir çeşit. Erkenci, verimli, kestane kanseri hastalığına dayanıklı, meyvesi iri ve lezzetli bir tür. Olumsuz bir özelliği ise meyveleri muhafazaya pek dayanıklı değil. Betizac aynı zamanda anaç da seçiyor. Marsol anacı en uygun anaç olarak belirlenmiş. Marsol anacından ürettiğimiz betizac fidanları aşılama sayesinde hep yaşama kabiliyetine sahip olacak. Araştırmalar yaptık. Betizac için Macit55 iyi bir anaç, Akyüz ve A56 iyi bir anaç fakat halen bahsettiğimiz anaçlarda açılım meydana geliyor. Yani karakterleri koruyamıyoruz. Marsol anacında ise Bursa'da İspanya'dan gelen anaçlar daldırma ile çoğaltıldı. Biz de burada üretimlere başladık” dedi.
“500 bitkide yaptığımız 5 yıllık incelemede 35 bitki hayatta kalmayı başardı”
Zorlu şartlar ve kök çürümesine dayanıklı 35 bitkinin çoğaltılması için çalışmaya başladıklarını dile getiren Prof. Dr. Ümit Serdar, “Kestane kanseri hastalığında gövdede renk değişimi ve çatlaklıklar olur. Ağaç bu noktadan zayıflamaya başlıyor. Bazı çeşitler dayanıklı bazıları hassas. Betizac ve marigoule çeşitleri kansere dayanıklı türler. Çeşitlerin özellikleri olarak sadece verim ve kalite değil hastalık ile zararlılara dayanıklılık özelliklerini dikkate almamız gerekiyor. Ayrıca kök çürüklüğü hastalığı da kestane açısında problem. Marsol anacı, Akyüz, Ali Nihat ve A56 kök çürüklüğüne dayanıklı tipler. Üniversitemizde kök çürümesi dayanıklılığına karşı seleksiyon çalışması yaptık. 500 bitkide yaptığımız incelemede 450 bitki kurudu ve 50 bitki kaldı. Onları da 5 yıldan beri zor şartlarda tutuyoruz. Kuruyanlar kurusun, sağlam olanlar kalsın diye bunu yapıyoruz. Şu anda 35 bitki sağlam olarak kaldı. İlk başta o bitkileri de araştırma yaptığımız yerden alıp istasyona getirmek istedik. Sonrasında onların dayanıklı ama hastalık taşıdığını bildiğimizden istasyona taşımadık. Bunun yerine üniversitemiz kampüsüne 2 kamyon toprak gönderdik ve dayanıklı 35 bitkiyi orada çoğalmaya başlayacağız” diye konuştu.