Yangının başlangıcında konukları tahliye etmek için çaba sarf eden otel çalışanı Halil Gümüş, şu ifadeleri kullandı:
“Çığlık sesleriyle uyandım. Aslında o sesler hala kulağımda çınlayıyor. İnsanların ‘Kurtarın beni’ demekten başka hiçbir çaresi yoktu. Bulabildiğimiz merdivenlerle alt katlardan konukları tahliye etmeye başladık. Yaklaşık 25 kişiyi kurtarmayı başardık. Ancak üst katlardaki tahliye bizim için çok zordu."
Yangın Alarmı ve Yangın Tüpleri Yetersizdi
Otel personeli Kemal Gümüş, yangının çıkışından sonra alarmların çalışmadığını ve otelin ahşap yapısının yangını hızla yaydığını belirtti:
“Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor. Hani çoğu insan dumandan öldü, dumandan ölmeyenler ise korkudan aşağı atladı.”
Gümüş, bir hemşirenın korkup kendini aşağı attığını ve bu nedenle hayatını kaybettiğini söyledi.
Çocukları Kurtarırken Hayatını Riski Attı
Otelin temizlik görevlisi Neçirvan Öner, yangın anında çocukları kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlattı:
“Yüzüme bir maske aldım, maskeyi ıslatıp içeri girdim. Çocuk sesleri geliyordu. Yanıma iki çocuk aldım. Ailelerini de arkamdan ışık tutarak yönlendirdim. Dışarı çıktığımda aileyi hemen ambulans görevlilerine teslim ettim. Ancak zehirlenmişim. Arkadaşım fark etmese belki ben de yaşamıyordum.”
“Hiçbir Önlem Yoktu”
Öner, otelde yangına karşı alınan önlemlerin yetersizliğini dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
“Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpü eksik, yangın alarmları çalışmıyor. Bir misafire çarşafları ıslatıp kapıyı kapatmasını söyledim. Adam dediklerimi yaptı ve yaşamını kurtardı. Ancak çocukları olmasa kendini aşağı atacak kadar çaresizdi.”