USD 34,55
EUR 36,01
ALTIN 3.010,10
BIST100 9.550

Kardeşi için ayağını kaybetti

Kahramanmaraş merkezli depremde ikizini korumak için kendi ayağını kaybeden depremzede, "Onun zarar görmemesi için kolon, giriş onun üzerine düşecekken ben ayağımı araya soktum" dedi.

Kardeşi için ayağını kaybetti
23 Şubat 2023 | 11:00
Son Güncelleme:

Hatay’da da büyük bir yıkım oluşurken, 26 yaşındaki Emircan Yıldırım da Antakya ilçesinde oturdukları evde ikiz kardeşiyle enkaz altında kaldı.

28 saat sonra enkazdan çıkarıldılar

28 saat süren çalışmanın ardından enkazdan çıkarılan ikiz kardeşler, hastanede tedavi altına alındı.

Emircan Yıldırım enkaz altında geçen sürede yaşadıkları ile ilgili tedavi gördüğü Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde konuştu. Binanın 7 ve 8. katlarının dubleks ev olduğunu kaydeden Yıldırım şu ifadeleri kullandı: Biz burada kalıyorduk. Uyku alanları 7. kattaydı. Ben depreme yakalandığımda ikizimle birlikte aynı odada karşılıklı yatıyorduk. Daha öncesinde de bir ay önce sallanmıştık. Ben yine onun gibi gelip geçici zannettim. O yüzden de çok kendimi korumaya almadım. Yoksa deprem anında annemlerin odasına toplanıp, kendimize yaşam üçgeni oluşturuyorduk.

Bu deprem ona fırsat vermedi. Kapıya kadar gidiyordum ama deprem beni çevirip tekrar duvara vuruyordu. Ben kapıya elimi uzatamadım.

Baktım odadan çıkamayacağız, kardeşimi üstüme çektim onun yorganını, döşeğini üstümüze devirdim. Onu yaparken ben boşa düştüm.

Sarsıntı beni aldı cama vurdu, aldı cama vurdu. Bir süre bilincim gitti orada. Bina çatırdamaya başlayıp, geriye doğru gidince ben ’eyvah’ dedim. Çünkü 8 katlı bina tek kat olmuştu.

"Giriş onun üzerine düşecekken ben ayağımı araya soktum"

En üst kata yakın olmanın avantajını yaşadıklarını vurgulayan Yıldırım şu şekilde konuştu:

Kardeşimi çok seviyordum. Onun zarar görmemesi için kolon, giriş onun üzerine düşecekken ben ayağımı araya soktum. O da sinir bağlarıma zarar verdiği için ampute edilmek zorunda kaldım. 28 saat enkazda kaldık. O süreçte kardeşimle sürekli konuştum. ’Sen pes edersen ben pes ederim’ dedim. Enkaz altında sevdiklerimin, akrabalarımın sesini duyar gibi oldum. ’Acaba rüyada mıyım’ dedim. Ondan sonra tekrar bana bağırdıklarında sesimi duyurmaya çalıştım ama enkazdan dolayı çok sesim çıkmıyordu. Nefesim yettiğince bağırmaya başladım. O sırada mideme bir demir blok daha düştü. Zaten son 8 saatimi mide kanamasından kan kusarak beklemişim, öyle çıkartılmışım. Allah’ıma sığındım.

Kurtulduktan sonra mutlu olduğunu dile getiren Yıldırım sözlerine şu şekilde devam etti:

Rabbim bağışladın bizi’ dedim. İlk havayı soluduğumda, ’çok şükür bitti’ dedim. Çıkarılacağımıza inanıyordum. Çünkü Rabbimize güveniyorduk. Rabbim bu canı verdi, rabbim alır. 28 saat öldürmediyse çıkış yolumuzu da illa ki gösterir diye düşünüyordum. Hep bu umutla bekledim, acılarıma rağmen direndim. Çok şükür Rabbim mükafatını verdi, çıktık. Tabii dışarı çıktığımızda etrafıma baktığımda kaybolmuş bir şehir, savaş sahnesinden kalmış bir yer gibi görünüyordu. Antakya’da gerçekten göz gözü görmüyordu.

Sadece bizim apartmanımızın yıkıldığını düşünürken, tüm Antakya yıkılmış. Çok sevdiğimi, arkadaşımı kaybettim. Halen enkaz altında yardım bekleyenler var. Burada insanları müteahhitler öldürdü.

Bizim evimiz henüz 2,5 yıllıktı. Bizim evi yapanlar betondan çalmışlar ve bunu bize söylemediler. Bundan dolayı kendimizi depremzede olarak bulduk. Ben sorumluların bunların cezasını çekmelerini istiyorum.