USD 34,54
EUR 36,01
ALTIN 3.005,46
BIST100 9.550
Kapadokya'daki duvar resimleri korunacak - Sayfa 4

Kapadokya Bölgesi'nin jeolojik yapısı gereği, bölgedeki zayıf volkanik kayaların kolay kazılabilmesi ve termal yalıtım özelliklerinden dolayı geçmişten günümüze çok sayıda kaya oyma mekân oluşturulmuş ve bu kaya oyma mekanlar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bölge genelinde bin 500 yıldan daha yaşlı birçok kaya oyma yapıya rastlamak mümkündür. Kapadokya'daki bu kaya oyma boşluklar sadece mezar ve kiliselerden değil, aynı zamanda cami, manastır ve yaşam alanlarından oluşmaktadır. Bu kaya oyma mekanlar sahip oldukları değişik mimarileri ve mekan içerisindeki duvar resimleri ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmektedir ve bölgemiz turizmi için oldukça önemlidir.
Ancak bu kaya oyma yapılar ve içerisindeki eşsiz duvar resimleri atmosferik etkilere ve ne yazık ki insan kaynaklı zararlara bağlı olarak zaman içerisinde bozulmakta ve kaybolmaya yüz tutmaktadır. Bundan dolayı Kapadokya Bölgesi'ndeki kaya oyma mekanlara işlenmiş duvar resimlerinin restore edilmesi ve bu kültürel mirasımızın korunması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmıştır. Kapadokya duvar resimlerinin korunmasına ve restorasyonuna yönelik bilimsel çalışmalar bölgede 1980 yılından sonra başlamış olup, birçok kaya oyma mekanda restore çalışmaları yapılmış veya yapılmaya devam edilmektedir” dedi.

Kapadokya'daki duvar resimleri korunacak - Sayfa 5

Kapadokya bölgesinde yürütülen çalışmalara destek veren İtalya Tuscia University öğretim görevlisi Doç. Dr. Paola Pogliani, “Bu projenin genel amacı, Japonya, Avrupa ve Türkiye'de bulunan 8 araştırma enstitüsünü bir araya getirerek eski Batı Asya tarihi, arkeolojisi ve koruma bilimi odaklı bir araştırma ağı oluşturmaktır. Bu ağ, uluslararası konferanslar, çalıştaylar, seminerler ve ortak değişim programları düzenleyerek oluşturulmuştur. Bugünkü konferans, bu çerçevenin bir parçası olarak düzenlenmiştir. İtalyan ve Japon araştırma ekipleri son yıllarda Kapadokya'da bir araya gelerek duvar resimlerinin korunması hakkında görüş alışverişinde bulunmaktadır. Her ekibin Kapadokya duvar resimlerinin korunması konusunda farklı çalışmaları olmasına rağmen, tüm projelerde Nevşehir Müze Müdürlüğü başkanlığında, Nevşehir Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarı'nın genç restoratörlerine güncel teknik bilgi ve yöntemler aktarılarak Türkiye'deki bu alanla ilgili deneyim artırılmıştır” şeklinde konuştu.
Amaçlarının Nevşehir Bölgesi'nin eşsiz duvar resimleri mirasına ilişkin kapsamlı araştırma yaparak 6. ila 13. yüzyıllarda yapılmış yüzlerce kiliseyi inceleyerek Kapadokya resim sanatına dair fikir edinmek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Paola Pogliani “ Bu bilgiler doğrultusunda büyük bir restorasyon projesine başladık ve 2013'te Şahinefendi'deki Kırk Şehitler Kilisesi duvar resimlerinin restorasyonunu tamamladık. 2011'den beri ise bugün ilk oturumda sunulacak Tokalı Kilise'deki duvar resimlerinin yapım tekniklerinin araştırılması, belgelenmesi ve restorasyonunu içeren Tokalı projesi üzerinde çalışıyoruz. Dolayısıyla, 1985'te oluşturulan UNESCO alanı içerisindeki Kapadokya resim mirasının korunması, uzmanların yanı sıra ziyaretçiler ve bölge halkıyla paylaşılması gereken bir hedeftir. Kaya oyma yapıların duvarlarındaki her renk izi, paha biçilemez değere sahiptir; bu nedenle söz konusu alandaki tüm ekipler, farklı becerileri bir araya getirerek duvar resimlerinin korunmasına dahil olmuştur.

Kapadokya'daki duvar resimleri korunacak - Sayfa 6

Bu deneyimlerle ilişkili olarak programın bir bölümünde diğer ülkelerde yapılan çalışmalardan da bahsedilecektir. Amaç, tüfsü kayaçlara yönelik koruma sistemlerini Japon anıtlarıyla karşılaştırmak ve Etrüsk resim sanatının araştırılmasından sağlanan resim tekniğinin kökenlerine odaklanarak korumaya dair bakış açısını genişletmektir” dedi.
Çalışmalara destek veren Japanya Univerity of Tsukuba öğretim üyesi Yoko Taniguchi'de açıklamasında “Japon ekibimiz, 2014'ten 2016'ya kadar Kızıl Vadi'de Üzümlü Kilisesi'ne ait kaya oyma mağaranın ve duvar resimlerinin korunması üzerinde çalıştı. Araştırma faaliyetlerimizin tek bir amacı vardı: bölgedeki hassas tüfün nasıl bozulduğunu ve ömrünü nasıl uzatabileceğimizi öğrenmek. Ayrıca, duvar resimlerine ilişkin olarak, geçmişte oluşan çizikler ve graffitiler nedeniyle estetik sorunları ciddi olan resimler üzerinde çalışıyoruz. Amacımız, graffitilerin tonlarını azaltarak daha az fark edilir hale geldi. Tsukuba Üniversitesi'nde çalışmaya başlamadan önce, Tokyo Kültürel Miraslar Araştırma Enstitüsü'nde çalışıyordum ve Nisan 2009'da UNESCO misyonunun bir parçası olarak ilk kez Kapadokya'yı ziyaret ettim. Üzümlü Kilisesi'nde planlanan UNESCO projesine hazırlık yapıyorduk. O dönemde Türkiye, UNESCO projelerini üstlenecek konumda değildi, bu yüzden daha sonra Tsukuba Üniversitesi'ne transfer olduktan sonra Kajima Vakfı'ndan aldığımız bir hibe ile faaliyetlerimize başladık. 2019'dan itibaren, saha çalışmalarımızı Paşabağ'daki Aziz Simeon Kilisesi'ne kaydırdık ve benzer bir proje yürütüyoruz” dedi.