İki ayrı "Afgan kız", aynı hikaye
ABD'li fotoğrafçı Steve McCurry’nin 1985 yılında çektiği Sharbat Gula’nın fotoğrafı, Afgan halkının ve dünyanın dört bir yanındaki mültecilerin hikayesinin sembolü oldu. 36 yıl sonra çekilen başka bir fotoğraf benzer bir hikaye anlatıyor, ama aynı zamanda umudu simgeliyor.
1 Eylül'de, 9 yaşındaki bir Afgan kız çocuğu Philadelphia'ya giden bir uçağa binmek için Sicilya'daki bir ABD üssünde ailesiyle birlikte sıraya girdi. Küçük kız, Taliban'ın Ağustos ayında ülkenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından müttefik kuvvetler tarafından Kabil'den tahliye edilen 100 binden fazla kişiden biriydi.
İtalyan foto muhabiri Alessio Mamo tarafından Guardian için çekilen fotoğrafı, ABD’li fotoğrafçı Steve McCurry'nin ünlü Afgan Kız portresinden 36 yıl sonra geldi.
TÜM DÜNYADAKİ MÜLTECİLERİN SEMBOLÜ
McCurry'nin National Geographic'in Haziran 1985 kapağında yer alan kırmızılar içindeki Sharbat Gula, yalnızca Afganistan'ın değil, tüm dünyadaki yerinden edilmiş mültecilerin sembolü haline geldi.
Teknik açıdan bakıldığında, fotoğraflar çok farklı. Ancak iki Afgan kız arasında hem fiziksel hem de tarihi açıdan çarpıcı benzerlikler var: ikisinin de yoğun yeşil gözleri var ve kırmızı bir başörtüsü takıyorlar.
Birlikte bakıldığında, iki fotoğraf Afganistan'daki yabancı güçlerin tekrarlanan işgallerinin başarısızlığını temsil ediyor ve bu da Afganistan’ı gezegendeki en istikrarsız bölgelerden biri haline getiriyor.
1980'LERE GERİ DÖNÜLDÜ
Steve McCurry, Guardian’a verdiği röportajda, “Evet, iki durum arasında pek çok benzerlik var. Afganlar kendilerini 1980'lerde olduğu gibi aynı çıkmazda buldu. Güvenliklerinden endişeliler, yerlerinden ediliyorlar ve Batılı ülkelere sığınıyorlar.”
Diğer taraftan McCurry, Gula'yla ilk olarak, Sovyetlerin Afganistan'ı işgali sırasında Pakistan'daki Nasir Bagh mülteci kampında, milyonlarca insanın mücahit isyancılar ve Sovyet işgal güçleri arasındaki çatışma nedeniyle yerinden edildiği sırada tanıştı.
Sovyetler tarafından bombalandıktan sonra doğu Nangarhar'daki köyünden kaçmak zorunda kalan Gula, üç kız kardeşi, erkek kardeşi ve babaannesii de dahil olmak üzere ailesiyle birlikte dağların üzerinden bir Pakistan mülteci kampına doğru yürüdü.
"ÇEKMEK İSTEDİĞİM TEK FOTOĞRAFIN BU OLDUĞUNU ANLADI"
Çatışmayı Pakistan'dan ve Afganistan'ın isyancıların kontrolündeki bölgelerinden takip eden McCurry onu ilk gördüğünde hiç şüphesi yoktu. McCurry o ana ilişkin, "Çekmek istediğim tek fotoğrafın bu olduğunu hemen anladım" dedi.
Ancak McCurry'nin Afganistan üzerindeki çalışmaları burada bitmedi. ABD’li fotoğrafçı, kariyeri boyunca ülkeyi ziyaret etti. Geleneksel kıyafetler içindeki uzun sakallı mücahitlerle aylarca seyahat etti ve Rusya'nın ülkeyi batılı gazetecilere kapatmasından önce Sovyet işgalinin vahşetini belgeledi.
McCurry, etkisi ülkeyi 20 yıl boyunca şekillendirecek olan 11 Eylül terör saldırıları da dahil olmak üzere Afganistan'ın yakın tarihinin en önemli olaylarına ilk elden tanık oldu.
"ABD, SOVYETLERE KARŞI MÜCAHİTLERİ DESTEKLEMEK İÇİN MİLYARLARCA DOLAR GÖNDERDİ"
Kaçırılan uçak ikiz kulelere çarptığında, McCurry New York'taki çalışma odasındaydı. Kısa bir süre sonra Amerikalılar geçen aya kadar işgal ettikleri ülkeyi bombalamaya başlayacaklardı.
Afganistan ve ABD ayrılmaz bir şekilde bağlı hale geldi. Ancak McCurry'ye göre, süreç 11 Eylül ile başlamadı; iki ülke çok önceleri iç içe geçmişti. Yani Amerikalılar 80'lerin başında, Sovyet işgali sırasında Afgan hükümetine karşı mücahitleri desteklemek için milyarlarca dolar göndermeye başladığında.
GERİ ÇEKİLME TAM BİR BAŞARISIZLIK ÖRNEĞİ
McCurry, “Muhtemelen orada bulunduğumuz ilk birkaç yıl içinde Afganistan'dan çıkmalıydık. 80'lerdeki Rus müdahalesinden ders almalıydık. Ancak, geri çekilmenin gerçekleştirilme şekli bir kabustu ve istihbaratımızın tam bir başarısızlığıydı” yorumunu yaptı.
EN BÜYÜK BEDELİ KADINLAR ÖDÜYOR
Afganistan şimdi, önceki hükümeti destekleyen herkesi içeri alan Taliban'ın elinde bulunuyor. Afganistan'ın Pençşir vadisinde 20 sivil öldürüldü. Kadınlar ise en yüksek bedeli ödüyor. Taliban Kabil'i ele geçirdiğinden beri, tamamı erkeklerden oluşan bir geçici hükümet kurdu ve şeriat kurallarını denetlemek için erdem ve ahlak bakanlığını geri getirdi.
McCurry, “Afgan halkı için, özellikle de hayalleri suya düşen genç Afganlar için çok üzüldüm. Eğitim ve sağlık hizmetlerinde çok şey yapabilecek muazzam hayatlar ve trilyonlarca dolar israfı. Afganistan halkına yardım etmek için elimizden geleni yapmamız bizim için önemli” diye konuştu.
Öte yandan, 1980'lerde olduğu gibi bugün de yüz binlerce Afgan ülkeyi terk etmeye hazırlanıyor. ABD ile müttefik hava kuvvetleri, işgalci güçlerle çalışanları ve Taliban misilleme riski altında olan ailelerini tahliye etti.
Bunların arasında ABD askerleriyle birlikte çalışan ve 1 Eylül günü öğle saatlerinde ailesiyle birlikte ABD'ye giden bir uçağa binmeden önce kuyruğa giren Ahmed de var. Bir noktada kızı bakışlarını, tesadüfen McCurry'nin memleketi olan Philadelphia'ya gidişlerini belgelemeye gelen bir grup gazeteci ve fotoğrafçıya çevirdi. O esnada Alessio Mamo umudun karesini yakalamayı başardı.
GULA'NIN ACILARLA DOLU HAYATI
Diğer taraftan, Gula'nın kimliği 18 yıl boyunca bir sır olarak kaldı, ancak Ocak 2002'de McCurry ve National Geographic, onun hala hayatta olup olmadığını keşfetmek için bir keşif gezisi düzenledi. Gula aylarca arandıktan sonra bulundu ve McCurry onu tekrar fotoğrafladı. McCurry, anavatanının isteksiz sembolü haline gelen ve Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa'sına benzetilen kızın kolay bir hayatı olmadığını öğrendi. 13 yaşında evlendikten sonra Gula, mülteci kamplarına girip çıkarak ülkesinin iniş çıkışlarını takip etti.
2016 yılında Gula, Pakistan'da yasal statüsü olmadan yaşayan Afgan mülteciler arasında yaygın bir uygulama olan sahte belgelerle yasadışı olarak yaşamaktan tutuklandı. Beş çocuğu vardı, ancak biri doğumdan kısa bir süre sonra öldü ve kocasını öldüren hepatit C'ye yakalandı.
"KADERLERİ FARKLI OLACAK"
McCurry'ye göre iki kız çocuğu arasındaki temel fark onların kaderi, "ABD’ye sığınan kız kız büyük olasılıkla daha fazla eğitim fırsatına sahip olacak" dedi. Ahmed, Sicilya'dan ayrılmadan önce Guardian'a ABD'nin kızının hayallerini gerçekleştirmesine yardım etmesini umduğunu söyledi.