USD 34,69
EUR 36,75
ALTIN 2.961,83
BIST100 9.652

“Hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altına girmeyiz”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değerinin yeni siyasi değerlendirmede çok daha önemli...

“Hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altına girmeyiz”
07 Eylül 2021 | 22:45
Son Güncelleme:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değerinin yeni siyasi değerlendirmede çok daha önemli hale geldiğini belirterek, “Herhangi bir anlaşma durumuna ve hiçbir zaman Rumların boyunduruğu veya onların otoritesi altına girmeyiz ve girmemeliyiz” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Konya Bilim Merkezi’ni ziyaret etti. Bilim Merkezi’nde gençlerle söyleşide buluşan Cumhurbaşkanı Tatar soruları yanıtladı. Ersin Tatar, Maraş ile ilgili soru üzerine Maraş’ın 47 yıldır kapalı olduğunu hatırlatarak, “Benim başbakan olduğum dönemde bu iradeyi ortaya koyduk. Kıbrıs’ın baktığımızda bizim bu mücadelede Türkiye’nin varlığı fevkalade önemli. Dolayısıyla bu meseleyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la gündeme getirdim. 47 yıldır kapalı olan Maraş esas itibariyle bir anlaşma olursa Rumlara iade edileceği noktasında böyle bir beklenti içerisinde olundu karşı taraftan. Annan Planı zamanında bizler evet dedik, onlar hayır dedi. Hayır demelerine rağmen tamamen Avrupa Birliği’ne alındılar. Evet deselerdi Maraş iade edilecekti. Daha sonra çeşitli yine müzakere süreçlerinde bir anlaşma olsaydı, Rumlar bizlere eşitlik temelinde bir anlaşmaya niyet etselerdi yine Maraş söz konusuydu. Artık bir anlaşma umudu olmadığı için yıllardır bu iş böyle kaldığı için Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin iyi niyetine rağmen karşı taraftan hiçbir iyi niyet görmediğimiz için; çünkü karşı taraf maalesef Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu taraflı duruş ve onların bize göre avantajlı pozisyonda bir bakıma statükoyu koruma arzu ve niyetleri Kıbrıs’ta yakın bir gelecekte anlaşma olmayacağını işaret etmek durumdayken artık 47 yıl daha Maraş’ın kapılarının kapalı kalması hiçbir anlam taşımaz, dedik. Maraş esas itibariyle bizim Türk vakıflarına ait bir bölgeydi. 1571’den sonra Ada’nın tümü esas itibariyle bir Osmanlı adasıydı ve oradaki mallar, mülkler bir takım vakıflara ait. Belgeleri var 3 veya 5 vakıfa ait bir bölge İngiliz sömürge döneminde vakıfların kendi tüzüğüne, kendi bir takım düzenlerine rağmen peşkeş çekilmiş ve o peşkeş neticesinde oradaki oteller, binalar dikilmiş. Dolaysıyla kimse bu başkalarına aittir, Rumlara aittir diyemez. Çünkü Ata toprağı. Gazimağusa’mız gerçekten Kuzey Kıbrıs’ın en güzel, en anlamlı şehirlerinden birisidir. 1974’ten sonra büyük bir kalkınma olmuştur” diye konuştu.

Mehmetçiğin Ada’ya geldiğinde tümünün kendilerine ait olduğunu fakat koşulların değiştiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “1878’de Osmanlı, Kıbrıs’ı İngiltere’ye devrederken nüfus 50 bin Türk, 100 bin Rum. Aradaki fark 50 bin. 1960’da bizim 50 bin olmuş 100, Rum’un 100 bin olmuş 400 bin. İngiliz döneminde gerçekten Yunanistan ve diğer adalardan nüfus çekmek suretiyle nüfusu aleyhimize çevirmiş. Bugün Avrupa Birliği’ne bakınız 700 bin nüfus olan Kıbrıs Rum yönetimi Almanya ile aynı hakka sahip. Bir defa veto hakkı var. 450 milyon nüfuslu Avrupa Birliği’nin, 85 milyon nüfuslu Türkiye Cumhuriyeti ilişkilerinde herhangi bir noktada Rum tarafı ’Ben buna onay vermiyorum veto hakkımı kullanıyorum’ derse, veto kullanarak durdurabiliyor. O şekilde dünyada insan hakları ve buna benzer bir takım düzenlemeler halklara ayrı haklar vermiştir. Dolayısıyla Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Uluslararası standartlar da böyle emretmektedir. Dolayısıyla Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasında hiçbir fark olmaması lazım. Zaten anlaşmalar da bunu emrediyor. Dolayısıyla biz de herhangi bir anlaşma durumuna ve hiçbir zaman Rumların boyunduruğu veya onların otoritesi altına girmeyiz ve girmemeliyiz. O yüzden iki ayrı egemen devletten bahsediyoruz. Maraş yeni politikanın bir parçasıdır. Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil, Türkiye eski Türkiye değil. O bakımdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki statüsü ve değeri bu siyasi yeni değerlendirmede çok daha önemli hale gelmiştir" diye konuştu.