Her sabah saat 8'de uyanan Kaya Bulut, gün boyu geziyor, dolaşıyor, bahçesini suluyor, meyve ve sebze topluyor, hasta eşiyle ilgileniyor ve bahçesinde oğlu ile zaman geçiriyor.
Bugüne kadar birçok işte çalıştığını belirten Kaya Bulut, “Bahçemde toprağımdan enerji alıyorum. Kendimi adeta 20 yaşında gibi hissediyorum. Her sabah saat 8'de kalkıyorum. İstiyorum ki her yeri alt üst edeyim. İçimde bitmek bilmeyen öyle bir istek var. Şimdi gitsem Cumhurbaşkanı ile konuşurum. İsrail'e gitmem gerekse tırpanımı alır giderim” şeklinde konuştu.
Bulut, içinde bitmek bilmeyen bir enerji olduğunu söyleyerek, “Toprağa oturuyorum, ellerimle toprağı karıştırıyorum. Ne zaman keyfim isterse tırmıkla derleyip tohum atıyorum. Bahçemde birçok ağaç var. Meyve ve sebzeler olunca gelen gideni hiç eksik olmuyor. Kimseden beş kuruş istemem, almam. Herkese gelin buradan toplayın yiyin diyorum, poşet poşet kendim dağıtıyorum. Hiç yorulmuyorum. Çocuklarım hastalanırım diye korkuyor ama onları yolcu ettikten sonra ben yine bahçemde çalışmaya devam ediyorum. Her sabah saat 8'de kalkıyorum ve her yeri alt üst etmek istiyorum. Eğer bu işleri bırakırsam tamamen elden ayaktan düşerim diye korkuyorum. Gençler Allah'a inanıp çalışsınlar, oynasınlar gülsünler ve hayatlarının değerini bilsinler” dedi.
Babasının hayata hiçbir zaman küsmediğini belirten oğlu Haydar Bulut, “Babam hep süt içer, yoğurt yer. Babam 98 yaşında ve halen ana dişi ağzında. Saçları bile yeni döküldü. Babam hayata hiçbir zaman küsmedi. O bizim çınarımız. Sabah uyanır, üzerini değiştirir ve bahçeye oturur. Ellerini toprağa sokar, baba ne yapıyorsun diye soruyoruz, 'Oğlum ben buradan enerji alıyorum' diyor. Yoruluyorsun yapma bırak diyorum ama 'Oğlum ben burayı bırakırsam ölürüm' diyor. Kendimi 20 yaşında hissediyorum” diyor. Annem de babamın en büyük destekçisiydi. Onun bu dirayeti hem doğal beslenmesinden hem de vefalı eşinden geliyor” diye konuştu.