İşi zora sokmak maksadıyla olmayacak bir iş ister. “Şehrimize suyu getir, Şirin'i vereyim” der. En yakın su kaynağı, Elma Dağı denen çok uzak bir yerdedir. Ferhat'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinlemez. Eline külüngü alıp, dağlara vurmaya başlar. Mehmene Banu bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsi planlar kurar. Ne olursa olsun Şirin'i, Ferhat'a vermeyecektir. Sonunda çareyi bulur.
Bir yaşlı kadını Ferhat'ın yanına yollar. Yaşlı kadın açılan su kanallarını takip ederek, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’ı bulur. Acı acı güler yaşlı kadın: “-Ne vurursun kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim" der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner.
"-Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır!” der. Dağları deldiği demir külüngü havaya atar. Külünk gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyaları yıkılır… "Şirin……!" diye bağırması yankılanır kayalarda. Sonra sesi kesilir.