DÖRT BACAKLI SACAYAĞI
M. Sarıalioğlu
Değerli okurlar,
Ekonomideki bağımsızlık mücadelesinin başarıya ulaşması için toplumun ve hükümetin bilinçli ve simetrik hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, bu yeni ekonomi politikasının başarılı olması için gerekli olan destekleri bu hafta da hatırlatmakta yarar var. Ekonomi yel değirmenine benzer. Yelkenliye benzer. Rüzgârı hesaplamak zorundasınız. Bugün benimsenen paradigma değişikliği sonucunda yaşanacak süreç, küçük bir yelkenli kayıkla Karadeniz’i karşıya geçip Ukrayna kıyılarına ulaşmak kadar zordur. İmkânsız değildir. Ancak yan etkilerini çok iyi hesaplayıp önlemleri şimdiden planlamak gerekir. Çünkü ihracat, yatırım, istihdam ve büyüme ile üretim ve emek baş başa gitmek zorundadır. En küçük bir ritimsizlik kayığı batırıverir.
Yeni ekonomi kazanının millete aş pişirebilmesi için dört bacaklı bir sacayağına oturtulması gerekir. Yeni büyük mücadeleyi aşağıdaki dört ayak üzerine oturmak zorundayız:
Hedefi Sıfır Reel Faiz Olarak Belirlemek
Bu hafta tekrar etmek istiyorum, şu anda belirlenen faiz oranı -6 civarında bir orandır. Hâlbuki enflasyon oranının üzerine çıkmayan faiz oranı faiz değildir. Buna İslami olarak da faiz denemez. Çünkü İslam’da faiz, borç ilişkisi sonucunda mutlak gelir artışıdır. Yani mal ya da mal sepeti cinsinden bir gelir fazlasına faiz denir. Geri alınan paranın satın alma gücü, borç verildiği sıradaki satın alma gücünden fazla olursa buna faiz denir. Enflasyon oranına göre planlanan borç ilişkisinde reel anlamda oran (0) olacağından bu faiz olmaz. Sıfır reel faiz politikasının tam anlamı, “paranın değer düşüklüğünü karşılamaktan” ibarettir. Faiz enflasyonun sebebi olur ancak reel faiz enflasyonun sebebidir. Şu durumda ise reel faizin eksi sevilerde olması başka nedenlerle enflasyona neden olmaktadır. Mevcut enflasyonun altında faizle devam etmek, bunu daha da düşürmek ekonomik dengeleri daha da bozabilir. İslam’a uygun da değildir.
Fakirin Reel Gelirini Korumak
Yüksek kur politikası ihracatı, yatırımı ve istihdamı patlatırken sabit ücretlileri ezer. Sabit ücretlileri kur artışlarının ve ihracat nedeniyle ortaya çıkan talep patlamasının neden olacağı enflasyona karşı korumak gerekir. Asgari ücretliler, emekliler, memurlar, işçiler ve aylık alan tüm kesimlerin emeğinin bedeli düşürülmemelidir. Milleti fakirleştirerek devletin ekonomisini güçlendirme modellerinde bu hususa çok dikkat etmek gerekir. Milletin esas olduğu, hükümetleri milletin seçtiği unutulmamalıdır. Ekonomiyi büyütmek tek başına bir hedef olamaz. Esas olan milletle birlikte topyekün kalkınabilmektir.
Yerli Üretimi ve Katma Değerli Üretimi Desteklemek
Yüksek kur uygulandığında o ülkenin malları ucuzladığı için dışardan ülkenin mallarına yoğun talep gelir. İhracat artar. Talebe mal yetiştirmek için yatırım, istihdam hepsi şahlanır. Burada başarı için iki nokta önemlidir. Bu şahlanışın yeni enflasyonlara neden olmaması için ithalata dayalı üretimin düşürülmesi gerekir. Yerli üretimin düşük faizlerle desteklenmesi gerekir. İşte tam bu noktada bütçe imkânları elverdiği ölçüde yerli ve katma değeri yüksek üretim fabrikalarına düşük faizlerle krediler sağlanmalıdır. Enflasyon oranının altındaki faiz oranları bu alanlarda kullanılmalıdır. Kamu bankalarının zararları, bütçeden ve ihracat artışından doğan cari fazladan karşılanabilir. Burada bir de katma değerli ürünler meselesi vardır. Milletin her gün ihtiyaç olarak kullandığı gıda maddeleri ağırlıklı ihracat artışları takip edilmelidir. Eğer ülkede aşırı ihracat nedeniyle, kıtlık başlarsa aşırı enflasyonist ortama düşülür ve stokçuluk önlenemez olabilir. İç piyasanın ihtiyaçlarını dışarıya satma konusunda çok iyi takip ve yönetim yapılmalıdır.
Koordineli Yönetim/Güven ve İstikrarın Tesisi
Bir yandan faizleri reel anlamda sıfır düzeyine yükseltirken diğer yandan sabit ücretlileri desteklemek, yatırım ve ihracat taleplerini de belirlenen sektörlerde düşük kredi faizleriyle desteklemek ve tüm bu işlemleri tam bir koordinasyon içerisinde yapmak zorunludur. Reel faizin sıfıra çıkarılması ne ihracatı azaltır ne de ülkede planlanan yatırımları. Ancak diğer taraftan toplumun ve yatırımcıların gelecek algılarını netleştirmelerini, tahminlerini kolay yapmalarını sağlar.
Ekonomide belirsizlik, bahsettiğim kayığın dev dalgaların arasına düşmesi gibidir. Dümene sağlam yapışmak gerek. Bu tür ortamlarda tek bir yanlış bilgi ya da varsayım bütün sonuçları berbat edebilir.
Kalın sağlıcakla…