DİKKAT SAKARYA'DAKİ O AKINTI ÖLDÜRÜYOR!
Sakaryalıların yaz mevsiminde en çok Karasu, Kocaali ve Kaynarca sahillerini tercih ediyor. Şehir dışından misafirlerin de yoğun ilgi gösterdiği sahillerde, denizin dalgalı olduğu zamanlarda denize girişler yasaklanıyor. Karadeniz kıyılarında olumsuz hava koşullarında görülen RİP akıntısı tehlikesi de tatilcileri zor durumda bırakıyor.
Anadolu Ajansı’ndan Zeynep Rakipoğlu imzalı haberde rip akıntılarına ilişkin uzman görüşüne yer verildi. Karadeniz’in İstanbul’a kıyısı olan sahillere dikkatin çekildiği haberde, özellikle fırtınalı havalarda etkili olan ve çeken akıntı olarak bilinen rip akıntısının sıkça yaşanan boğulma vakalarının en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Haberde profesyonel yüzücülerin bile rip akıntılarına karşı koymakta güçlük çektiğine vurgu yapılıyor.
Sakarya’nın Karadeniz kıyılarında da rip akıntıları çok sıklıkla görülüyor. İlgili kurumlar böyle durumlarda denize girişleri yasaklasa da cankurtaranların sorumluluğu dışında olan bölgelerde denize girişler engellenemiyor.
RİP akıntısı nedir, ne yapılmalı?
Deniz dip yapısının topuk-dalyan-topuk (kum tepeciği-yarık-kum tepeciği) şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan derin suya doğru kuvvetlice hareket eden rip akıntısı, rüzgarlı havalarda topuklarda kırılan dalgaların dalyan bölgelerinden geriye doğru hareketi sonucu oluşuyor. Böylece akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaştırıp açığa doğru taşıyor.
Boğulma olayları, açığa doğru çekildiğini fark eden insanların, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalamaları ve yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları neticesinde gerçekleşiyor.
Profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı güçteki rip akıntısına karşı vatandaşların dikkatli olmaları konusunda uyarılar yapılırken, akıntıya kapılma durumunda kıyıya doğru değil sahile paralel şekilde yüzülmesi gerekiyor.
Boğulma vakalarının yüzde 70'ine sebep oluyor
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Beji, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeken akıntının daha çok okyanus kıyılarında görüldüğünü ancak ender de olsa deniz kıyılarında da görülebildiğini söyledi.
Dip yapısı, kum taneciklerinin büyüklüğü ve dalga yükseklikleri nedeniyle Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında çeken akıntıya sıkça rastlandığını belirten Beji, "Oldukça tehlikeli bir akıntıdır. Bütün boğulma vakalarının ortalama yüzde 70'ine sebep olan bir olaydır." dedi.
Çeken akıntının kıyıya dik olarak denizde açığa doğru meydana gelen kuvvetli akıntılar olduğunu dile getiren Beji, bu akıntıların dibe değil açığa doğru çektiğini belirterek, insanların panikleyip direndiğinde yorulduğu için yüzeyde kalamadıklarını, bu yüzden boğulma tehlikesi yaşadıklarını ve ölümlerin meydana geldiğini söyledi.
"Suyun bulanık olduğu bölgelerden denize girilmemeli"
Prof. Dr. Beji, çeken akıntının tespitine ilişkin, "Bunun en basit yolu, eğer sahilin bir bölgesinde nispeten suyun renginin değiştiğini, bulanıklaşıp mesela kum, çamur gibi denizin açığına doğru bir bölge görürseniz, o yüzde 90 çeken akıntıdır. Bu akıntı dipteki kumları, çamurları kaldırmış dışarıya doğru taşıyor. O nedenle de suyun rengi değişmiştir.”