Nezor, “Özellikle son 5 yılda çocuklar daha küçük yaşlarda teknolojiyle tanışıyor ve buna paralel çevrimiçi platformlara daha fazla erişim sağlıyorlar. Ekran kullanımının bu kadar küçük yaşa inmesinde, ebeveynlerin çocuklarını oyalama ihtiyacı hissettiğinde telefon ve tablet gibi dijital cihazlara başvurması oldukça önemli bir etken.
Aileler bir şekilde çocukların ekrana alışmasına vesile oluyor, diğer taraftan ise doğurduğu sorunlara çare arıyor. Bu noktada geleneksel oyuncaklardan çok robotlar ve dijital oyunlarla ilgilenmelerinin ve dış mekan oyunlarından uzak kalan kuşak olarak büyümelerini payı da oldukça büyük. Yaşamlarının pek çok alanında ekranların yer aldığı ve teknoloji ile büyüyen yeni nesil için, diğer kuşaklardan farklı bir beyin yapısına sahip olarak dünyaya geldiklerini söylemek de mümkün. Bu durum çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişiminde ciddi etkilere sebep oluyor .
Tencere, tava, araba, bebek gibi geleneksel oyuncaklarla oynayan çocuklar hem hayal gücünü kullanıyor hem de fiziksel dünyayla daha fazla etkileşim kurarken, telefon ve tablet kullanan çocuklar pasif izleyicilere dönüşüyor.
Ekran karşısında geçirilen uzun süreler çocukların düşünme, problem çözme ve sosyal becerilerini geliştirme fırsatlarını da kısıtlayabiliyor. Bu cihazlar çocukları kısa vadede sustursa da, uzun vadede bağımlılık, dikkat dağınıklığı ve duygusal gelişim sorunlarına da yol açtığı, yapılan çalışmalar arasında mevcut. Böylelikle öncesiyle karşılaştırdığımızda aileler, çocukların internet kullanımını daha zor kontrol edebiliyor ve bu da sınır koyma konusunda daha fazla bilinçlenme ihtiyacını ortaya çıkarıyor” dedi.