Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerek meclisin ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz hiçbir ayrım yapmadan meclisteki tüm siyasi partilerin de bu anlayış ve bu yaklaşım içinde hareket etmeleridir" dedi.
7 Ekim'de İsrail'in Gazze'ye başlattığı saldırıların birinci yıl dönümünün geride bırakıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İsrail'in 7 Ekim'den beri Gazze, Batı Şeria ve son olarak Lübnan'da gerçekleştirdiği katliamlarda 50 bin kardeşimiz şehit edildi. Gazze'de 1,9 milyon kişi, Lübnan'da da 1,3 milyon insan yerlerinden edildi. Evini, ocağını terk etmek zorunda kaldı. Gün geçtikçe katliamın maddi ve manevi faturası kabarıyor. Savaşın bölgemizdeki diğer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor” açıklamasını yaptı.
İsrail'in artan saldırılarına İran'ın geçen hafta mukabelede bulunmasının bölgesel çatışma riskini hiç olmadığı kadar yükselttiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hemen her gün yeni bir eşiğin aşıldığı bu gerilimi çok yakından takip ediyor, devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz. Ülkemizi şimdiye kadar bölgesel gerilimlerden hep uzak tuttuk. Yangına benzin dökenlerden değil söndürmeye çalışan olduk. Aynı tutumumuzu bugün de muhafaza ediyoruz. Netanyahu ve cinayet şebekesi ham hayaller görmekte ve çok tehlikeli bir maceraya atılmaktadır. Türkiye ne yapılmak istendiğinin gayet farkındadır. Nihai hedefin neresi olduğunu da çok net görebiliyoruz. Dün Dışişleri ve Savunma Bakanlarımız meclisimizin kapalı oturumunda bu konuyla ilgili milletvekillerimize detaylı detaylı bilgi verdi. Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoğrafı tüm netliğiyle ortaya koydu. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladım. Tüm bir ateş çemberinden geçiyor. Ama bakıyorsunuz. CHP Genel Başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Açıkçası Sayın Özel'den ülke güvenliğine dair meselelerde daha olgun bir tavır beklerdik. Birlikte daha düne kadar bölücü örgütün Suriye uzantısı PYD ile ilgili çok iyimser cümleler kuranlara ne yaparsak yapalım Gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz. Varsın onlar kendi hayal dünyalarında yaşamaya devam etsin” değerlendirmesinde bulundu.
"Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır"
Türkiye'nin güvenliğinden kesinlikle taviz vermeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Ne pahasına olursa olsun bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, yayılmacı hevesleri, vatan topraklarına dikilen kem gözleri, kabaran işgalci niyetleri kursaklarda bırakacak kudrete ziyadesiyle sahiptir. Açık ve net söylüyorum, vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır. Bakınız bundan bir yıl önce İsrail'in devlet olmak ile terör örgütü olmak arasında bir tercihle karşı karşıya olduğunu ifade etmiştim. O günden bugüne İsrail Gazze'de son asrın en vahşi soykırımını yaparak, siyonist bir terör örgütü gibi hareket etti. Bundan hiç şüpheniz olmasın, İsrail bir siyonist terör örgütüdür. Burada açıkça söylemek istiyorum. Gazze soykırımında fail İsrail'dir. Ama bu vahşet Batılı ülke yönetimlerinin güçlü desteğiyle işlenmektedir. Sahne önünde ateşkesten, itidalden bahsedenler, sahne arkasında İsrail'e her türlü silah, mühimmat ve istihbarat desteğini vermeye devam ediyor. Bu Amerika’da böyle. Almanya'da böyle. Tüm batı ülkelerinde böyle. Hepsi birbirinin aynı. Al birini vur ötekine hiç birbirlerinden farkı yok. Gazze kasabı siyonist Netanyahu'nun Amerikan Kongresi'ne davet edilmesi, dakikalarca ve defaatle ayakta alkışlanması bunun en bariz örneğidir. Tarih o kara tabloyu asla unutmayacaktır. Tarih elinde on binlerce çocuğun, kadının, sivilin kanı olan bir canavarı ayakta alkışlayanları asla ve asla affetmeyecektir.“