"Demokratik siyasette, şiddete ve teröre asla yer olmadığını herkesin anlaması gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6-8 Ekim olaylarına sırf oy uğruna şaşı bakan devrin CHP yönetimi de bundan dolayı henüz nedamet getirmedi. Lafa her başladıklarında biz ‘Türkiye partisiyiz’ diyenlerin her fırsatta ülkemizi uçurumun kenarına özellikle getirenlerin bu travmayla mutlaka hesaplaşması gerektiğine inanıyoruz. Demokratik siyasette, şiddete ve teröre asla yer olmadığını herkesin anlaması gerekiyor. Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Şiddeti bir hak arama yolu olarak görerek siyaset yapılmaz. Türkiye yüzyılında şiddetle arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır. Ama sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur. Tekrar ediyorum. Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuştur. On yıllık gecikmeyle bile olsa, 6-8 Ekim olaylarına dair samimi bir muhasebenin yapılmasını da önemsiyoruz. Böyle bir tavrın sergilenmesinin siyasette inşa etmeye çalıştığımız yumuşama iklimine katkı sunacağı açıktır. Biz yeni yasama yılında siyasette artık farklı bir üslup ve söylem görmeyi istiyoruz. Bölgemizin de içinde bulunduğu atmosferi düşünerek daha fazla konuşmaya, daha fazla uzlaşıya, diyalog zeminini daha fazla genişletmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz” diye konuştu.
Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerek meclisin ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz hiçbir ayrım yapmadan meclisteki tüm siyasi partilerin de bu anlayış ve bu yaklaşım içinde hareket etmeleridir" dedi.
7 Ekim'de İsrail'in Gazze'ye başlattığı saldırıların birinci yıl dönümünün geride bırakıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İsrail'in 7 Ekim'den beri Gazze, Batı Şeria ve son olarak Lübnan'da gerçekleştirdiği katliamlarda 50 bin kardeşimiz şehit edildi. Gazze'de 1,9 milyon kişi, Lübnan'da da 1,3 milyon insan yerlerinden edildi. Evini, ocağını terk etmek zorunda kaldı. Gün geçtikçe katliamın maddi ve manevi faturası kabarıyor. Savaşın bölgemizdeki diğer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor” açıklamasını yaptı.
İsrail'in artan saldırılarına İran'ın geçen hafta mukabelede bulunmasının bölgesel çatışma riskini hiç olmadığı kadar yükselttiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hemen her gün yeni bir eşiğin aşıldığı bu gerilimi çok yakından takip ediyor, devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz. Ülkemizi şimdiye kadar bölgesel gerilimlerden hep uzak tuttuk. Yangına benzin dökenlerden değil söndürmeye çalışan olduk. Aynı tutumumuzu bugün de muhafaza ediyoruz. Netanyahu ve cinayet şebekesi ham hayaller görmekte ve çok tehlikeli bir maceraya atılmaktadır. Türkiye ne yapılmak istendiğinin gayet farkındadır. Nihai hedefin neresi olduğunu da çok net görebiliyoruz. Dün Dışişleri ve Savunma Bakanlarımız meclisimizin kapalı oturumunda bu konuyla ilgili milletvekillerimize detaylı detaylı bilgi verdi. Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoğrafı tüm netliğiyle ortaya koydu. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladım. Tüm bir ateş çemberinden geçiyor. Ama bakıyorsunuz. CHP Genel Başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Açıkçası Sayın Özel'den ülke güvenliğine dair meselelerde daha olgun bir tavır beklerdik. Birlikte daha düne kadar bölücü örgütün Suriye uzantısı PYD ile ilgili çok iyimser cümleler kuranlara ne yaparsak yapalım Gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz. Varsın onlar kendi hayal dünyalarında yaşamaya devam etsin” değerlendirmesinde bulundu.