“Bu cendereden kurtulup felaha ve selamete ulaşmamızın yegane yolu hiç şüphesiz Kur’an’a ve sünnete bağlılıktan geçmektedir. Nur Dağı’na inen ilk vahiyden Resulü Ekrem’in Veda Hutbesi'ne kadar bizlere güç ve iman veren, ümit ve cesaret aşılayan, dar-ı dünyaya niçin geldiğimizi hatırlatan, asli kaynaklarımıza dönmek, kendimizi bu mizan üzere sığaya çekmek zorundayız” diyen Erdoğan, ”Ecdadın asırlar boyunca yaptığı gibi fikrimizi, zikrimizi, hayatımızı Kur’an ve sünnetin ışığıyla nurlandırmak, tüm yaşamımızı Ümmeti Muhammed’e yaraşır şekilde yeniden kurmak, kurgulamak, geliştirmek durumundayız. Evet, bizim hafızamız da, sermayemiz de, refikimiz de, yardımcımız da Kur’an-ı Kerim’dir.
Vicdanı, şefkati, merhameti, yetim, öksüz ve kimsesizleri koruyup gözetmeyi nasıl Kur’an’dan, sünnetten ve siretten talim ettiysek, müminler olarak zulüm ve zalimle mücadeleyi de, mücahede ruhunu da dirayeti, basireti ve metaneti de yine ilahi mesajlardan öğreneceğiz. Karanlıkları ancak İslam’ın nuruyla aydınlığa kavuşturacak, onun koruyucu ve kapsayıcı zırhını kuşanarak ruh köklerimizi İslam’la yeşeren toprakların gürül gürül akan ırmaklarıyla yeni baştan Allah’ın izniyle buluşturacağız.
Çünkü bizim Gazze’de yerle bir edilen evinin yıkıntıları içinde elinde tespih, kucağında Kur’an-ı Kerim’le şehit olan çocuklara borcumuz var. Kaldıkları çadırlarda siyonist canilerin bombalarıyla diri diri yanarak şahadete eren kardeşlerimize karşı sorumluluklarımız var. Zalime meydan okuyan, zulme boyun eğmeyen bu ümmetin vakar abidesi evlatlarına, kahramanlarına verdiğimiz sözümüz var. Afrika’nın en ücra köşelerinde ellerini semaya kaldırmış, yüzlerini Türkiye’ye dönmüş kardeşlerimize karşı mesuliyetlerimiz var” diye konuştu.
Dünyanın dört bir yanında hayatta kalma mücadelesi veren mazlumların, mağdurların, gariplerin Türkiye’den ve bu ümmetten ümidi olduğunu söyleyen Erdoğan, bu ümitleri boşa çıkaramayacaklarını belirtti. Erdoğan, “Kardeşlerimize özellikle verdiğimiz sözü unutmayacağız, sırtımızı da onlara dönmeyeceğiz. Unutmayın, biz birbirimize emanet edilmiş kardeşleriz. Elimizle, dilimizle, buna gücümüz yetmiyorsa kalbimizle, dualarımızla kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Bakınız, kış mevsimi kapımızı çalmak üzere. Bu kış Gazze ve Lübnan başta olmak üzere savaşın bütün yükünü taşıyan kardeşlerimiz için her zamankinden görünen o ki daha ağır geçecek. İsrail hükümeti bombalarla, füzelerle kıramadığı direnişi kardeşlerimizi aç, susuz, gıdasız, ilaçsız bırakarak kırmayı deneyecek. İnsani yardımların geçişine izin vermeyerek Filistin’in başı dik evlatlarına diz çöktürmeye çalışacak. Nazilerin toplama kamplarını aratmayan koşullarda yaşamaya mahkum ettiği 2 milyon insana bu kış boyunca her türlü kötülüğü yapacak. İnsanlığın daha fazla dibe vurmaması için harekete geçmemiz şarttır” ifadelerini kullandı.
“Kardeşlerimizi bu haydutluk karşısında yalnız ve çaresiz bırakmayız“ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Başta yardımsever milletim olmak üzere kalbi Filistin ve Lübnan için atan tüm insanları mazlumlara el uzatmaya davet ediyorum. Rabbim Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’daki biçarelerin yardımcısı olsun. Rabbim bizlere bu insanlık imtihanını anlımızın akıyla vermeyi nasip etsin. Bu düşüncelerle Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye giren kardeşlerimi yürekten tebrik ediyorum. Jürideki kıymetli hocalarımıza ve bu güzel faaliyetin gerçekleşmesinde emeği, katkısı bulunan herkese teşekkür ediyorum. Ömürlerini Kur’an’a hizmet için vakfetmiş bütün alimlerimizi, hafızlarımızı, karilerimizi bu vesileyle bir kez daha minnetle anıyorum” diye konuştu.