Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Töreni'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Önemli Açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Töreni'ne katıldı.
Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Töreni'ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalar yapıyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Müzemizin restorasyonunda ve hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. İsmail Kahraman Bey'in Meclis Başkanı olduğu dönemde 3 yıl önce buraya gelerek teftiş etmiştim. Bazı eserleri incelemiştim. 3 yılda çok yol alındı, çok mesafe kat edildi. Müze binasının da içinde yer aldığı bu geniş alan, başlı başına bir sanat vahasıydı. Geriye kalan ahır alanı restore edilerek sinemaya dönüştürülmüştür. Gönül isterdi ki tüm eserleri ile bu mirası yaşatabilseydik. Maalesef ülkemizde bir dönem ecdat mirasına çok hoyrat davranılmış, nice eserler yerle yeksan edilmiştir.
Büyükşehir Belediye Başkanlığımız döneminde başlayan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığımız görevinde bu konuda büyük çaba sarf ettik.
Beylerbeyi Sarayı takibimizle Meclis Başkanlığı tarafından restore edildi. Büyük bir vefasızlıkla harabeye dönen Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nü restore ederek ülkemizin sembollerinden biri haline dönüştürdük. Huber Köşkü ile tamamen yıkılmış olan Çengelköy'deki Vahdettin Köşkü'nü de yeniden ayağa kaldırdık.
Yaşadığımız coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, 600 yıllık Osmanlı ve bir asıra yaklaşan Cumhuriyet ile yaklaşık 1000 yıllık geçmişimiz var. Bugün de her yerde ecdadımızın bıraktığı kültür izlerine rastlıyoruz. Coğrafya ise insanlığın en kadim yerleşim yerlerinin başında gelmesiyle çok daha büyük bir zenginliği barındırıyor. Bu mirasa hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Kökü mazide olan ati anlayışı ile yola devam ediyoruz.
Sağlam siyasi, ekonomik ve askeri güce sahip olamayan toplumların sanat ve ilimlerini yaşatmakta zorluk çektiklerini görüyoruz. Türkiye ve Türk Milleti olarak böyle bir felaketi kısmen de olsa yaşadık. Son asırlarda maruz kaldığımız çöküntüler bizi beka mücadelesine yoğunlaştırdı. Kültür, sanat ve diğer alanlara bu nedenle odaklanamadık. Kültür ve sanatta sadece kopya çeken durumunda kalarak özgürlüğümüzden uzaklaştık.