Başkan Yüce'nin duygusal anları
Gazeteci Adem Metan'ın programına konuk olan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Refah Partisi'nde siyasete başladığı ilk dönemleri anlattı. Yüce, gurbetçi vatandaşla arasında geçen araba diyaloğunu anlatırken duygusal anlar yaşadı.
Türkiye yerel seçimlere hazırlanıyor...
Gündem bu konu üzerinde yoğunlaşmaya başlarken, genel seçimde olduğu gibi bu süreçte de Adem Metan, önemli konuklarla başarılı röportajlar gerçekleştiriyor.
Metan'ın YouTube kanalında yayınladığı Peki Ya Sonra programının son konuğu Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce oldu.
Siyaset serüvenini anlattı
90'lı yıllardan itibaren siyasette önemli görevler üstlenen Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce siyasette neler yaşadığını anlattı.
İlk olarak Refah Partisi'nden aday olan Yüce siyasete ilk başladığı dönemlerde yaşadığı diyaloğu ilk kez paylaştı.
Araba anısı duygusal anlar yaşattı
Adaylık döneminde arabası olmadığı için minibüs kullandığını belirten Yüce, seçim çalışmaları için Avusturya'dan gelen gurbetçi vatandaşla yaşadığı anıyı anlatırken duygusal anlar yaşadı.
"Partiye dolmuşla gidip geliyordum"
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce şu anıyı paylaştı:
Arabam yok. İşten çıkıyorum Hemen Güllük Cami’sinin orada dolmuşa biniyorum ve partiye geliyorum. Refah Partisi’de merkez tarafında. Bir gün benimle beraber bir kişi daha indi ve arkamdan takip etti. Selam verdi, aleykümselam dedim. “Siz Refah Partisi’nin adayına benziyorsunuz, Ekrem Yüce değil misiniz” dedi. “Evet” dedim. “Niye dolmuşla gidiyorsunuz” dedi. “E arabam yok” dedim. “Ben Rize’deydim işlerimi, görevimi bıraktım. Burada siyasi çalışmalara katkı sağlamak için aday gösterildim, buraya geldim” dedim.
"Fedakarlıklarınıza karşı Mevlam sizi yalnız bırakmıyor"
Bunları toplumla paylaşmadım. Sizler böyle br aile sohbeti deyince dertleşiyoruz. Netice itibariyle şöyle durdu. “Şu arabayı görüyor musunuz” dedi. “Evet” dedim. “Ben Avusturya’dan çalışmalara katılmaya geldim arabam senindir, seçim sonuna kadar senindir” dedi. Anahtarı verdi bana. Allah’ın hikmeti yani sizin fedakarlıklarınıza karşı Mevlam sizi yalnız bırakmıyor. Çok önemli olan bir aracı.