Çünkü çocukken anne- babasının kendisine yapmasını istediği her şeyi çocuğuna vererek aslında kendini tekrar büyütmek istiyor birçoğumuz... Yani kendi çocukluğumuzu mükemmel hale getirmeye çalışıyoruz. Bu da yetişkinlik evresinin aradan kayıp gitmesine sebep oluyor. Mutsuz, hep koşturan, yorgun ve vicdanı hiç rahat etmeyen yeni nesil ebeveynleriz...
SIKILDIM ANNE NESLİ
Çocuğumuzun bir dediğini iki etmiyoruz, etkinlikten etkinliğe koşturuyor sıkılmasına pek izin vermiyoruz. Zaten en ufak bir kahve molasında, 'Anne ben sıkıldııımmmm" diyen çocuklar dolduruyor etrafımızı.
Ödevlerini biz takip ediyor, sabah uyanıp okula gitmeleri için çalar saat görevi görüyoruz. Okuldaki tüm görevlerini biz hatırlatıyor, yemeğinizi en eksiksiz şekilde önüne veriyoruz. Voleyboldan, gitara her spor ve sanat dalında yeteneklerini bulmaları için maddi, manevi her şeylerimizi önüne seriyoruz.
Tablet kullanımına saat koysak da bu sınırı asla koruyamıyoruz. Ama hepimizin en çok istediği ve gerçekten bunun için uğraştığı şey şahsiyetli, hayata karşı dayanıklı bireyler yetiştirmek... Ancak iyi niyetli olarak yaptığımız şeyler aslında sorunlarını hep başkasının çözmesini bekleyecek, pasif çocuklar yetiştirmeye doğru gidebiliyor.