USD 34,69
EUR 36,75
ALTIN 2.961,83
BIST100 9.652

Bakan Nebati: "Bunlar vatan sevgisinin ta kendisidir"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu belirterek, "Enflasyonla mücadele konusunda taviz vermiyoruz. Bizler bu sorun karşısında enflasyon yeter ki düşsün, işsizlik artsa da olur ya da üretim daralırsa daralsın, resesyon olursa olsun gibi insanlığımızı hiçe sayan hiçbir yaklaşımı benimsemedik, benimsemeyeceğiz. Enflasyonu tek haneli seviyelere düşürünceye kadar da bu mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz" dedi.

Bakan Nebati:
14 Nisan 2023 | 20:21
Son Güncelleme:

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu belirterek, "Enflasyonla mücadele konusunda taviz vermiyoruz. Nitekim geçtiğimiz yılın kasım ayından itibaren gerileme eğilimine giren ve Mart ayında da 50,5 seviyesine gelen enflasyon her geçen gün aşağı doğru belini kıra kıra indiriyor. Bizler bu sorun karşısında enflasyon yeter ki düşsün, işsizlik artsa da olur ya da üretim daralırsa daralsın, resesyon olursa olsun gibi insanlığımızı hiçe sayan hiçbir yaklaşımı benimsemedik, benimsemeyeceğiz. Enflasyonu tek haneli seviyelere düşürünceye kadar da bu mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Bakan Nebati, aday olduğu Mersin'de milletvekili tanıtım toplantısına katıldı. Edip Buran Spor Salonunda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Nebati, Mersin'de olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Depremler ve sel felaketleri nedeniyle bu yıl Ramazan ayını buruk geçirdiklerini vurgulayan Nebati, "Bu asrın felaketi, her kesimden insanımızın sergilediği asrın kaynaşmasına sebep oldu. Bizleri bir arada tutan kardeşlik bağlarımızın ne denli sağlam olduğunu açıkça gösterdi. Mersinimiz şüphesiz ki en kıymetli cevheri hamiyetli insanlar yani sizlersiniz. Şehrimizde bin bir rengi, dili ve kültürü yüzyıllardır bir arada yaşatan da. Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'de onca yokluğa, yoksulluğa rağmen işgal güçlerine karşı o şanlı mücadeleyi yükselten de 15 Temmuz'da da darbecilere karşı direnirken şehit olan Mersinli Erkan Yiğit kardeşimize şehadet şerbetini içiren de, deprem zamanında o kıymetli dayanışma ve dirayeti inşa eden de, şehrimizin toprağıyla, suyuyla, insanıyla hemhal olmuş o evladı Fatihan ruhunun ta kendisidir. Bu zorlu günlerde Mersinli hemşerilerim de, komşusu açken kendisi tok yatan, bizden değildir anlayışıyla depremzede kardeşlerimizin yanına koşmuş, aşını, ekmeğini ve evini tereddütsüz paylaşmışlardır. Bu ne güzel bir haslet, bu ne güzel bir kardeşlik hukukudur. İşte şimdi bizler de Mersin'deyiz, Silifke'deyiz, Akdeniz'deyiz, Toroslar'dayız. Yenişehir'deyiz, Anamur'dayız. Hasılı kelam Mersin'deyiz. Birlikteyiz, birlikte inşallah birçok başarılara imza atacağız. İşte şimdi biz Mersin'imizi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye yüz yılına güçlü adımlarla taşımak için hazırız. İşte şimdi biz bu kadim şehrimizi zirvelere çıkarmak, Mersin'imizi şaha kaldırmak için buradayız. Allah'ın izniyle tüm bunları yan yana ve omuz omuza siz Mersinli kardeşlerimle birlikte başaracağız. Bunun için ne diyoruz? Doğru adımlarla yola birlikte devam diyoruz Mersin. Türkiye yüz yılı için doğru adam Cumhurbaşkanımız, liderimiz, genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan" diye konuştu.


"O umutsuz eski günleri, o eski Türkiye'yi tarihin tozlu sayfalarının arasında bıraktık"
21 yıl öncesi Türkiye'ye bakmak gerekir diyen Nebati, "Türkiye'ye baktığımızda dönemin istikrarsız koalisyon hükümetlerinin sebep olduğu nice kriz ve bitmek bilmeyen sayısız sorunlar yumağıyla karşı karşıya kaldığımız hatırlarız. 28 Şubat'ın gölgesinde geçen 2000'li yılların başlarında sadece siyasal krizlerle değil, insanımızın en temel haklarına yönelik sistemli demokrasi ihlallerinin olduğu, teröre her gün köy öğretmenlerini, korucularını şehit veren, sınır güvenliğini sağlamakta dahi zorlanan, kendi tarihine ve öz değerlerine adeta üvey evlat muamelesi yapan vesayet zihniyetinin hüküm sürdüğü bir ülke ve adeta tam bir iktisadi buhran ortamıyla karşılaşırız. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan anayasa fırlatma krizini rahmetli Ecevit o zaman bir devlet krizi olarak nitelendirmişti, hatırlayın. O vakitler gecelik faizlerin bir ara tam yüzde 7 bin 500'lere kadar fırlamış olduğunu da hatırlatmak isterim. Ekonominin çarklarını ancak IMF'den gelen taşıma suyla onu da ağır aksak döndürebilen, memur maaş ödemelerini dahi yapmakta güçlük çeken bir Türkiye gerçeğini aklımızdan çıkarmayalım. Çok şükür bugün. 21 yılda her alanda elde ettiğimiz kazanımlar sayesinde o umutsuz eski günleri, o eski Türkiye'yi tarihin tozlu sayfalarının arasında bıraktık. Ancak şimdi kalkıp 7'li koalisyonu bir sorsanız size AK Parti öncesi döneme dair kim bilir ne güzellemeler yaparlar. Hiç boşuna uğraşmasınlar. O dönemde bitmek bilmeyen kemer sıkma politikalarıyla adeta inleyen, inancı ve değerleri yüzünden sürekli horlanan milletimiz, gerçeğin ne olduğunu çok net bir şekilde biliyor. Biz geçmiştekiler gibi milletimize tepeden bakan, başörtüsünü bez parçası, seccadeleri halı parçası olarak gören bir kibirden ve düşmanlıktan da asla beslenmiyoruz. Tam tersine bizler bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli mısralarını kalbine nakşetmiş olan ve ecdadımızın bize emaneti Ayasofya'yı yıllar sonra yeniden ibadete açan iradenin ta kendisiyiz" şeklinde konuştu.

"Bunlar vatan sevgisinin ta kendisidir"
Türkiye'de geliştirilen birçok esere dünyanın gıptayla baktığını dile getiren Nebati, "Bu yaptıklarımız nedir? Bunlar vatan sevgisinin işte ta kendisidir. Biz tüm bunları hain darbe girişimleri karşısında tankların önünde durmaktan asla çekinmeyen, demokrasi aşığı milletimizin sağlam iradesi ve Cumhurbaşkanımızın güçlü lideriyle başardık. Sayısız hastaneleri, okulları, sanayi tesislerini, köprüleri, yolları, Marmarayları, Avrasyaları, barajları ve daha nice asırlık hizmetleri 21 yıla sığdıran biziz. Biz ne yaptık? Biz ülkemize, ülkemizin IMF'ye olan tüm borçlarını kapattık. Biz ne yaptık? 2002 yılında 238 milyar dolar dolar seviyesinde olan gayrisafi yurt içi hasılamızı 2022 yılında 905,5 milyar dolara kadar taşıdık. Biz ne yaptık? 2002 yılında 46,3 milyar dolar olan yatırımları, 2022 yılında 268,3 milyar dolar seviyesine çıkardı. Biz ne yaptık? İnsan odaklı Türkiye ekonomi modelimizle büyümede, istihdamda, ihracatta, turizmde tarihi rekorlar kırdık. Hem de tüm bunları küresel sarsıntılarının zirve yaptığı, adeta krizler çağı olarak tarihe geçecek olan bir dönemde, tüm engelleme girişimlerine, tüm mesnetsiz saldırılara rağmen yaptık. 2021 yılında yüzde 11,4'lük bir büyüme oranıyla son 50 yıllık tarihimizin en iyi büyümesini gerçekleştirdik. Rusya-Ukrayna savaşının patlak verdiği küresel resesyon kaygılarıyla geçen 2022'de sağladığımız yüzde 5,6'lık büyümeyle G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmayı başardı. Bu yılın Şubat ayı itibariyle son 1 yıllık dönemde 1,5 milyon kişiye salgının en etkili olduğu döneme kıyasla ise 6,4 insanımıza ilave istihdam oluşturarak salgın sonrası dünyada istihdam bakımından da rekorlar kırdık. Ürün ve pazar çeşitleri menüsü çerçevesinde, son 21 yılda attığımız etkili adımların neticesinde bugün 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan bir konumdayız. Çoğulculuğun, dinamizmin ve adaletli kalkınmanın bir teminatı olan KOBİ'lerimizin sayısını 20 yılda ikiye katlayarak, hatta onu da aşan bir artışla 3,6 milyona yükselttik. 2022 yılında 54,4 milyon ziyaretçi ile 46,3 milyar dolar rekor turizm geliri elde ettik. Ve en çok tercih edilen dördüncü turizm ülkesi olduk. Büyüyen ve güçlenen ekonomimiz sayesinde ücretli çalışan vatandaşlarının refah düzeylerini arttırdık. Bugün çarpıtılmış bazı rakamlarla, karamsarlık yayma yarışındakileri asla kulak asmayın. Çünkü gerçekler somut rakamlarla apaçık ortadadır" ifadelerini kullandı.

"Bu asla başaramazsınız dedikleri ne varsa Cumhurbaşkanımızı liderliğinde bize nasip oldu"
Her zaman vatandaşların yanında olmaya devam edeceklerini kaydeden Nebati, "2002 yılında ticari kredilerin oranı milli gelire oranı sadece yüzde 11,7 seviyesinde iken biz bunu da 2022 yılında neredeyse 4'e katlayarak 45,3 seviyesine kadar taşıdık. Bu ne demek? Üretimin, alın terinin yanında saf tutmak demektir. Dönüşen dünyayı en doğru şekilde analiz ediyor ve gereken tüm aksiyonları da ivedilikle alıyoruz. Yeşil dönüşüm ve karbon salınımı azaltma konusunda da yüksek farkındalık sahibiyiz. Ekonomimizin giderek çevreci ve sürdürülebilir enerji geçişini temin etmek adına kararlı adımlar atıyoruz. Bu çerçevede Türkiye'nin yeşil dönüşümde mihenk taşı olan elektrikli aracımız ve milli gururumuz Togg'u da planladığımız şekilde yollara çıkardık. Fabrikanın binası yükselmeye başladığı zaman 'bunun içi boş' dediler. İçine makinalar gelmeye başladığında, 'hani araç' dediler. Yürüyen banttan ilk Togg aşağı indiğinde, 'bu burada üretilmedi' dediler. Seri üretime başlayıp yollarda görülmeye başlayınca, 'aynı aracı bakanlar farklı kullanıyor' dediler. Araca dokunup, aracın gerçek olduğunu görünce 'hani bunun egzozu' diye sormaya başladılar. Bunun için gören göz, duyan kulak ve bir şuur lazım. Bunlar hatırlayın 'köprülerde olmaz' dediler. Avrasya da olmaz dediler. 2. 3. köprüye ne ihtiyaç var dediler. Havaalanına niye ihtiyaç dediler? Niye yapıyorsunuz dediler. Şehir hastanesini gereksiz gördüler. İşte bunlar hepsi aynı cibilliyette olan insanlar Bugün 7'li koalisyon ortaklarının bize yapamazsınız, ne gerek var ki buna, bunu asla başaramazsınız dedikleri ancak milletimizin çok uzun yıllardır hayallerini süsleyen hangi eser, hangi hizmet varsa çok şükür gerçekleştirmek için cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde bizlere nasip oldu. Allah'ın izniyle ülkemiz için, Mersin'imiz için daha neler neler yapacağız" dedi.

"Enflasyon her geçen gün aşağı doğru belini kıra, kıra iniyor"
Enerji de dışa bağımlılığı azaltarak adımları art arda attıklarının altını çizen Nebati, "Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücün, toplam kuruluş içindeki payını da yüzde 38,6'dan, 54,5'e çıkardık. Cumhurbaşkanımızın belirttiği üzere Karadeniz'de keşfettiğimiz doğal gazı inşallah, 20 Nisan'da devreye alarak ülkemizin bir diğer hayalini de de yine Ak Parti hükümetimiz olarak gerçekleştirmiş olacağız. Ülkemizin ilk nükleer enerji projesi olan Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santralini yakın gelecekte ülkemizin hizmetine sunacağız. İlk elektrik üretimini de 2024 yılında yapacağız. Altını çizmek istiyorum ki Mersin'deki bu tesisimiz ülkemiz elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'u karşılayacak ve tek başına bunu karşılamakla da yetmeyecek çevreye zararlı sera gazı salımı yapılmadan da bu faaliyetini gerçekleşecek. Şimdi gidip 7'li koalisyona sorsanız, bu ortak ve asıllı kazanımlarınızın bir tekini bile asla dile getirmez. Kesinlikle takdir etmezler. Enflasyon üzerinden kara propaganda yapmak ve oy peşinde pembe hayaller dağıtmak dışında neredeyse hiçbir milli davamızın arkasında durmazlar. Küresel sarsıntıların eşiğinde tüm dünyayla birlikte, bizim de sorunumuz haline gelen enflasyonla mücadele konusunda elbette taviz vermiyoruz. Nitekim geçtiğimiz yılın Kasım ayından itibaren gerileme eğilimine giren ve Mart ayında da 50,5 seviyesine gelen enflasyon her geçen gün aşağı doğru belini kıra kıra indiriyor. Bizler bu sorun karşısında enflasyon yeter ki düşsün, işsizlik artsa da olur ya da üretim daralırsa daralsın, resesyon olursa olsun gibi insanlığımızı hiçe sayan hiçbir yaklaşımı benimsemedik, benimsemeyeceğiz. İnsanımızın işine, ekmeğine ve huzuruna göz diken ve bazı mümessillerin bizlere geçmişten bugüne içirmeye çalıştığı acı ilaçlarla, ezberle çetelerle değil, tedrici ve bütüncül insan odaklı bir anlayışla ilerliyor. Enflasyonu tek haneli seviyelere düşürünceye kadar da bu mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz" diye konuştu.

"Sıcak para bulmak için IMF kapılarında tekrar bekleşecek misiniz?"
Muhalefete Mersin'den sorular da yönelten Nebati, "7'li masaya bir kez daha sormak istiyorum. Cevabı aralarından kimin vereceği de meçhul. Ancak onlardan istediğim şey, kaçamak değil net ve somut ifadeler bekliyorum. Sıcak para bulmak için IMF kapılarında tekrar bekleşecek misiniz? Faizleri yükselterek, üretim ekonomisini baskılayacak ve işsizliği artıracak mısınız? Ha bunlar cevap vermeyecekler, bunu biliyorum. Kıymetli kardeşlerimiz Mersin ili bereketli toprakları güçlü, girişimci ve dinamik insan kaynağıyla 2002'den bu yana kalkınma hamlemizi en iyi değerlendiren illerimizden biri olmayı başarmıştır. İlimizin kişi başına gayrisafi yurt içi hasılası 2004 yılındaki seviyesine göre yüzde 63 artış kaydederek, 8 bin 278 dolara yükselmiştir. Mersin son 20 yılda yıllık ihracatını tam 20 katına çıkardı. Şehrimizin sadece 320 milyon dolar olan yıllık ihracatı bu sene şubat ayı itibariyle 6,4 milyar dolara yükselmiştir. Bu nedir? Bu gayrettir. Bu ortak alın terimizdir. Peki bu kadarı yeter mi? Burada duracak mıyız? Hayır, asla. Türkiye yüz yılında Mersin'imize hem yatırım ve istihdamda hem de üretim ve ihracatta şaha kaldıracağız. Mersin yıldızını her geçen gün daha da parlatmak için kararlıyız. Mersin son 21 yılda artan yatırımlar ve yatırımcı sayısı sayesinde, en gözde şehirlerimizden biri konumundadır. Önümüzdeki dönemde de yatırımların önünü açmaya, yatırımcılarımızı kesintisiz desteklemeye devam edeceğiz. 2022 yılında Mersin'de yatırım yapmak isteyen müteşebbislere sağlanan 261 teşvik belgesiyle 8,9 milyar lira sabit yatırım yapılmasını ve 4 bin 264 kişiye istihdam oluşturulmasını bekliyoruz. 2022 yılında Mersin'de faaliyet gösteren 8 bin 137 esnaf ve sanatkarımıza, Halk Bankası vasıtasıyla yaklaşık 2 milyar liralık hazine destekli kredi kullandırdık. Silifke ve Mersin OSB'lerinin yanına sıra altyapı çalışmaları devam eden 5 yeni OSB'mizin de tamamlanmasıyla Mersin'de OSB sayısını 7'e ulaştırmış olacağız" şeklinde konuştu.

"Hizmetkar olmaya geldik"
Mersin'in 13 ilçesinde 21 yılda bugüne kadar ne yapıldıysa bundan sonra da büyük bir hızla yapılmaya devam edileceğini kaydeden Bakan Nebati, “Onun için siz, bakanın yanındasınız. Siz, Cumhurbaşkanımızın yanındasınız. Cumhurbaşkanımız ne diyor; ‘efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik' diyor. Onun da bir bakanı Mersin'e hizmet etmek için gönderildi. Gençler, Cumhurbaşkanımız gençlere daha fazla hizmet etmek, Mersin'deki gençlerimizi daha iyi noktalara taşımak için, ‘git hizmetkar ol' dedi. Hizmetkar olmaya geldik, gençler. Silifke'ye, Mut'a hizmetkar olmaya geldik. Çünkü biz vatan, millet, devlet, bayrak dediğimizde tüyleri ürperen, Ramazan gününde Torosları gördüğünde Allah kelimesini duyduğunda tüyleri diken diken olan kardeşlerimize hizmetkar olmaya geldik. Yenişehir'iyle tüm ilçelerimizle hep beraber ne diyeceğiz, Mersin diyeceğiz. Ve hep beraber, durmak yok, yola devam diyeceğiz. Durmak yok, yola devam çünkü, tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan diyen bir anlayışın takipçisiyiz biz. Çalışacağız, koşturacağız, ter dökeceğiz ve liderimiz, genel başkanımız ve 14 Mayıs'ta zafer konuşması yapacak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile beraber yürüyeceğiz. Tek bir seçmen kalmayıncaya kadar dokunacağız, elimizi omzuna koyacağız. Onlara diyeceğiz ki size hizmetkar olmaya geldik diyeceğiz. Çalışacağız, koşturacağız kim için Mersin için. Hiç merak etmeyin, bu ülke, ‘bay bay Kemal, hay hay Recep Tayyip Erdoğan' diyecek” dedi.

"Ülkemiz önemli bir üretim üssü haline gelecektir"
Türkiye Yüzyılında en temel önceliklerinin eğitim olduğuna dikkat çeken Bakan Nebati, “Bu çerçevede eğitim sistemimizin beşeri ve fiziki anlamda üst düzeye getireceğiz. Türkiye yüzyılı sağlıklı nesillerin yüzyılı olacak. Sağlıkta hizmet sunum kalitesini artıracağız. Tıbbı teknolojide, ilaç endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi geliştireceğiz. Yeni dönemde savunma sanayine benze bir atılımı ilaç ve tıbbi sektörde gerçekleştireceğiz. Böylece katma değeri ve Ar-Ge yoğunluğu yüksek olan bu sektörlerde ülkemiz önemli bir üretim üssü haline gelecektir. Gelir tamamlayıcı aile destek sistemini uygulamaya alarak, her hanenin gelirini belirli bir seviyeye çekeceğiz. Tüm çalışmalarımızın büyüyen Türkiye'nin hak ettiği refahı almasını sağlayacağız. 2024-2028 dönemi için yıllık ortalama yüzde 5.5 seviyesinde büyüme hedefliyoruz. Böylece 2028 yılının sonunda milli gelir büyüklüğünün 1.5 trilyon dolara ulaşmasını ve kişi başı gelir düzeyinin ise 16 bin dolara yükselmesini ön görüyoruz. Şuan 255 milyar dolar olan ihracatımızı, 2028 yılında en az 400 milyar dolara yükselteceğiz. Bu büyüme ve ihracat artışı karşısında 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak, işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine düşüreceğiz. Kadın ve genç istihdamına özel önem vermeyi sürdüreceğiz, bütçe disiplinini temel ilkemiz olarak korumaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

"Türkiye yüzyılı olacak"
Hızlı tren hattını 13 bin 400 kilometreye, toplam demiryolu ağını ise 28 bin 600 kilometreye ulaştıracaklarını vurgulayan Nebati, “Milli bir mesele olarak gördüğümüz, tarımsal üretimi geliştireceğiz, tarımda verimliliği ve katma değeri artıracağız. Saygıdeğer dostlarım önümüzdeki dönemde başta anayasa olmak üzere, siyasi partiler kanunu, seçim kanunu ve meclis iç tüzüğünü, katılımcı çoğulcu ve şeffaf bir anlayışla yeniden ele alan bir yasama reformu yapacağız. 2 yıl önce açıkladığımız insan hakları eylem planını genişleterek, uygulamaya devam edeceğiz. Yönetimde güven ve istikrarı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sağlamış bulunuyoruz. Türkiye yüzyılında kırılganlıklardan kurtulmuş, kapasitesi yüksek, hukukun üstünlüğü ilkesine sadık bir güvenlik anlayışı hakim olacaktır. Vatandaşımızın geleceğe huzurla bakması, her türlü hak ve menfaati tam güvende hissetmesi ve Türkiye'nin yüzyılının en önemli unsuru Türkiye yüzyılı olacak” diye konuştu.
Türkiye'nin 100. yıl arifesinde kritik bir seçimin eşiğinde olduğunu söyleyen Nebati, sözlerini şöyle tamamladı:
"Milli menfaatlerin muhafazası, bölgesel istikrarın temini ve idamesi ve adil bir küresel düzenin kurulması amaçları doğrultusunda etkin dış politika sürdürmeye devam edeceğiz. Bir yandan küresel sarsıntılar yaşanırken, ülkemiz ya 90'lı yıllarda olduğu gibi koalisyon hükûmetlerinin istikrarsız gelgitlerine bir kez daha teslim olacak ya da Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde Türkiye Yüzyılına adım atacaktır. İnancım tamdır ki milletimiz, doğru zamanda doğru adımı her zaman olduğu gibi şimdi de atacak, güçlü yarınlarımızı asla riske etmeyecektir. Üretim, ticaret ve lojistik merkezi olan Mersin'imizi, Türkiye Yüzyılında şaha kaldırmak için bizler, yarın değil, hemen şimdi kollarımızı sıvadık. Mersin'in küresel bir şehir olma yolunda yıldızını sürekli yükseltmek temel hedefimizdir. Şimdi gözlerimiz öyle bir ışıldayacak ki Mersin'in tamamı ışıl ışıl olacak inşallah hep beraber. Allah hepinizden arazı olsun. Birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi daim eylesin.”