DEDESİ VE BABASINDAN ARICILIĞI DEVRALDI
Arıcılık sevgisinin köklerinin ailesine dayandığını belirten Şerbetçi,
Dedem ve babam bu işi birlikte yapıyordu; ikisi de rahmetli olduktan sonra arıcılığı devraldım. Bu işi 15 yıldır sürdürüyorum ve gerçekten çok kaliteli, aroması mükemmel kestane balı üretiyorum
diyor.
Babasının sağlığında arıcılık yapmaya karar verdiğini anlatan Şerbetçi, bu süreçte onun tecrübelerinden faydalanarak ve kurslarda işin püf noktalarını öğrenerek kendini geliştirdiğini ifade etti.
"ARILARA KENDİMİ SOKTURARAK ALERJİMİ YENDİM"
Şerbetçi, arıcılığa başladığında alerjisinin (arı sokması sonucu ortaya çıkan bir alerjik reaksiyon) olduğunu öğrendiği bilgisini vererek,
Doktor, ölebileceğimi, çok ciddi bir alerjim olduğunu söyledi. Ben de bununla nasıl savaşırım diye düşünerek her gittiğimde arılara kolumdan, bacağımdan sokturdum. Böyle böyle alerjimi yendim.
ifadesini kullandı.
"BU YIL 1 TON BAL ÜRETTİM"
Yiğit Şerbetçi, üretim yaptığı bölgenin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından "bal ormanı" ilan edildiğini gururla belirterek sözlerine şöyle devam etti:
Uludağ’ın 700 ila 900 metre rakımında bal üretimi yapıyoruz. Mayıs aylarında ara sıra çiçek balı alıyoruz, ardından kestane ağaçları çiçekleniyor. Asıl üretimimiz zaten kestane balı üzerine; bizim için en değerli olan da o. Kestane balını aldıktan sonra Kirazlıyayla’ya geçiyorum ve orada da bal hasadı yapıyorum. Başladığımda yalnızca 3 kovana sahiptim, bugün ise kovan sayısını 150’ye çıkardım ve bu yıl 1 ton bal ürettim.
Şerbetçi, ürettiği balın her yıl İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından analiz edildiğini ve sonuçlarda hiçbir zaman şeker, glikoz veya kimyasal maddeye rastlanmadığını belirterek şunları söyledi:
Sadece saf bal üretiyorum. Markamız Uludağ Bal Evi adıyla tescilli. Ürünlerimi dükkanlara ya da toptancılara değil, doğrudan tanıdığım insanlara ulaştırıyorum; bu işi yıllardır yaptığım için müşterilerim doğrudan benden satın alıyor. İsteyenlere adreslerine kadar teslim ediyor, farklı şehirlerdeki müşterilerime ise kargoyla gönderiyorum. Üçüncü kuşak arıcıyım ve bir kızım var; adı Asel, ki bu da ‘bal’ anlamına geliyor. Arıcılığı ona da öğretiyorum, o da hevesli. İnşallah bu meslek nesiller boyunca sürecek.