Çalışmalara ilk olarak Denizli'de başladıklarını dile getiren Şirin, şöyle devam etti:
"Bu cins sadece Anadolu'da, Ege Bölgesi'nden Sivas'a kadar yayılış gösteren bir hatta bulunuyor. Bu hatta yayılış gösteren, dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan bir cins. Bu cinsin Anadolua moli ve Anadolua bergeri ismini verdiğimiz iki yeni üyesi, tarafımızdan bilim dünyasına tanıtıldı.
Öncelikle topladığımız örneklerin dış yapıları dediğimiz morfolojilerinde bazı karakterlere bakıp, bacağındaki diş sayısı ya da vücudun arkasında bulunan serkus denilen yapının çıkıntılı olup olmadığı, kanatlarındaki ses dişlerinin sayısı, yapısı, bunlar farklılıklar gösteriyor. Bu karakter onların ses çıkarmasında etkili olan özellikleri ve farklı sesler çıkarıyorlar. Biz bunları analiz ve istatistiklerle ortaya koyduk."
Şirin, birçok noktadan veriler topladıklarını, 20'nin üzerinde noktada örneklemeler yaptıklarını aktardı.
Zorlu ve yorucu koşullar altında çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Şirin, "Bu örneklemelerde farklı popülasyonları ve farklı alanlarda yayılış gösteren türlerin karakterlerini belirledik. Bu karakterler arasında fark olup olmadığına baktığımızda morfolojik ve ses karakteri farklılıkları olduğunu gördüğümüz 2 yeni türümüzü bilim dünyasına kazandırdık" diye konuştu.
İsimler için bilim insanlarından esinlenildi
Yeni türlerin literatüre kazandırılmasıyla ilgili makalenin de uluslararası SCI indeksin içinde yer alan Zootaxa adlı dergide yayımlandığı bilgisini veren Şirin, türlerden birine Türkiye orthoptera (düz kanatlılar) çeşitliliğine katkısına istinaden Aksaray Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Abbas Mol'un soyadından esinlenerek "Anadolua moli", diğerine de biyoakustik çalışmalarının gelişmesinde emeği olan ve Türkiye stenebothrus çekirge cinsiyle ilgili katkılar sunan Dr. Dirk Berger'in soyadına ithafen "Anadolua bergeri" adını verdiklerini kaydetti.