"Türkiye artık kapılarda dilenci değil"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Ordusu işgal edilmeyen devşirilmeyen bir ülkenin toprakları da işgal edilemez." ifadelerini kullanırken Türkiye'de ordunun tarihi misyonundan uzaklaştırılmak için oyunlar sergilendiğini de vurguladı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ÖNE ÇIKAN AÇIKLAMALARI
Ordusu işgal edilmeyen devşirilmeyen bir ülkenin toprakları da işgal edilemez.
Orduyu tarihi misyonundan uzaklaştırmak için oyunlar sergilendi. Bu milletin istiklaline ve istikbaline el uzatmak kimsenin haddine değildir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eğitim modelindeki değişiklikle ulaştığı başarı küresel düzeyde takdir ve takip edilmektedir. Ordumuzu daha da güçlendireceğiz.
Artık kapılarda dilenci değiliz. Artık İHA ve SİHA'larımız var.
İHA, SİHA ve Akıncı bunlar bize yetmez. Şimdi Hürkuşumuza da yapacağız.
Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, gemilerimizi limandan kalkamaz, uçaklarımızı havalanamaz hale getirecekler.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASININ TAMAMI
Malazgirt'ten bugüne bu toprakların vatan kılınması için mücadele eden, gerektiğinde canını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla yad ediyorum.
Ordusu işgal edilmeyen, devşirilmeyen, çökertilmeyen bir ülkenin toprakları da işgal edilemez.
"İÇTEN İÇE ÇÜRÜTMEK İÇİN ÇOK OYUNLAR SERGİLENDİ"
Bizim karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yüreği Allah, vatan ve millet sevgisiyle dolu bir ordumuz var. Bu mübarek orduyu yozlaştırmak, tarihi misyonundan uzaklaştırmak, içten içe çürütmek için çok oyunlar sergilendi.
Sınırlarımızda, denizlerimizde ve semalarımızda sizlerin sesi, nefesi, yüreği hakim olduğu müddetçe bu millete yan gözle bakmak, istiklaline ve istikbaline el uzatmak kimsenin haddine değildir.
Milli Savunma Üniversite'mizin yeni yapısı ve kadrosuyla faaliyete geçmesinin ardından 4 yıllık eğitimlerini tamamlayarak mezun olan teğmenlerimizle TSK'mız artık daha güçlüdür, daha kabiliyetlidir, daha özgüvenlidir. Deniz Harp Okulumuzdan mezun olan 298 ve Hava Harp Okulumuzdan mezun 251 teğmenimizi tebrik ediyorum.
Asırlar boyunca adalet, hakkaniyet, vicdan ve ahlakla yönettiğimiz topraklarda hep huzur hâkim oldu. Milli Mücadelemizi zaferle neticelendirip Cumhuriyetimizi kurduğumuzda uzunca süre kendi meselelerimizle uğraşmak mecburiyetinde kaldık, belki de özellikle bırakıldık. Ülkemiz yeniden güçlenmeye başladığında kendisiyle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi.
PKK'dan FETÖ'ye kadar Türkiye'nin önüne dizilen nice tuzakları birer birer aşarak yeniden asli gündemimize odaklandık. Büyük ve güçlü Türkiye'yi her alanda kökleştirecek adımları kararlılıkla atarak aydınlık geleceğimize doğru adım adım ilerliyoruz.
BU sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en önemli unsuru olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır.
İHA VE SİHA VURGUSU
Artık İHA'larımız, SİHA'larımız, AKINCI'larımız var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam aksine şimdi herkes bizden talep ediyor. Azerbaycan'da SİHA'larımızla vardık, Libya'da SİHA'larımızla vardık. Bundan sonra da kimsenin kapısında dilenci olmayacağız. Ne zaman ki bu iradeyi deklare ettik, o zaman savunma sanayii konusunda eşi benzeri görülmemiş bir ambargoyla karşılaştık.
Daha yeni başbakan olmuştum, Amerika'dan İHA istemeye gittiğimde bize o zaman burun kıvırdılar. Dedim ki 'Biz NATO'da beraber değil miyiz? Biz terörle mücadele ederken bize destek vermeyecek misiniz?' O zaman oğul Bush 2 günlüğüne dönüşümlü şekilde İHA'ları verdi. İHA'lar sadece koordinat tespitine yarayan uçaklardır. Bize İHA değil, SİHA lazımdı. Ama artık biz İHA'mızı da yaptık, SİHA'mızı da yaptık ve sonunda Akıncı'yı da yaptık.
Bunlar bize yetmez. Şimdi Hürkuş'umuzu da yapacağız. TSK'mızın buradaki komutanları en basitinden en yüksek teknolojiye sahip olanına kadar neredeyse A'dan Z'ye her ürünün tedarikinde nasıl zorlandığımızı gayet iyi biliyor onlar. Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa sürede nasıl kapatıldığını, verilen sözlerin nasıl tutulmadığını, imzalanan sözleşmelerin uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız.
Biz bunu Kıbrıs'ta yaşadık, bize telsiz bile vermediler. Ama biz ASELSAN'la telsizimizi de yapar hale geldik. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi.
Bu sıkıntıları en acillerinden başlayarak birer birer aştık. Bize parasıyla verilmeyen ürünlerin gözlerimizin önünde terör örgütlerine, eli kanlı rejimlere nasıl aktarıldığına şahit olduk.
NATO'da beraberiz ama terör örgütlerine bilabedel tırlarla yüklü mühimmat, araç gereç gönderiyorlar. Yaptığımız operasyonlarda bunların bir kısmını ele geçirip kendi envanterimize kaydettik.
Tüm bunlar bize meselenin bu silahların teknolojisi veya kağıt üzerinde önümüze konan bahaneler olmadığını, meselenin doğrudan Türkiye ve Türk milleti olduğunu tekrar tekrar gösterdi.
Biz de kendi gücümüze ve imkanlarımıza daha çok yüklendik. İşte önceki gün Çorlu'da dünyada sadece 3 ülkenin üretebildiği TİHA'nın teslimat törenindeydik.
Tankından topuna, füzesinden radarına, bombasından tüfeğine kadar nice savunma sanayii ürününü dünyadaki muadillerinden çok daha iyisini üretebilen hale geldik.
7-8 yıldır sürekli ülkemizin huzuruna, devletimizin gücüne ve itibarına saldırılmasının sebebi Türkiye'yi bu son düzlükte oyun dışına itme hesabıdır.
Bugüne kadar vesayetinden darbesine kadar her yolu denediler ama netice alamadılar.