Değerli okurlar,
Bu hafta Cuma günü Libya’da seçim olmasını bekliyorduk. Ancak olmadı. Ülkeyi istikrarlı bir yönetime kavuşturacak sisteme geçilemedi. Kimse savaşta kaybettiğinden fazlasını vermek istemiyor. İç savaş sonrası barış sağlamak oldukça zordur. Rusya bir seçim sonucunda kaybederek çekip gitmek istemiyor. Türkiye yıllardır verdiği emeğin ve kazandığı zaferin sonucunda bağımsız bir Libya hayal ediyor. Libya sahada kazandığı savaşı masada kaybetmek istemiyor.
Bu nedenle seçimler şimdilik 24 Ocak 2022 tarihine ertelendi. Seçim demek sandıktan çıkana boyun eğmek demek. Sandıktan Türkiye’nin de desteklediği meşru hükümet çıkarsa Libya yeniden dirilecek. Kaynaklarına yeniden sahip olacak ve Kaddafi döneminden daha ötede bir bağımsız devlet kimliği kazanacak. Üstelik Türkiye ile müttefik bir Libya demek Rusya’nın, Fransa’nın ve ABD’nin Afrika kıyılarında hezimeti demek.
Değerli dostlar,
Türkiye bir yandan kendisi için savaş verirken diğer yandan Afrika için mücadele veriyor. Libya’daki karışıklardan faydalanarak onu boyunduruk altına almayı hedefleyen ülkeler karşısında Türkiye’yi buldu. Türkiye bağımsızlık savaşı konusunda çok tecrübeli büyük bir ülke. Bundan 19 yıl önce, ruhunu geri almak için yola çıktı ve bugün büyük bir mesafe kat etmiş durumda. Adım adım her alanda yerli ve milli adımlar atarak bağımsızlığını pekiştiriyor. 1920 lerde Anadolu’yu elinde tutmak pahasına ertelediği hayallerini bugün gerçekleştiriyor. Ruhunu geri alıyor. İkinci Cumhuriyetini ilan ediyor.
Sadece vatana sahip olmak bağımsızlık için yetmez. Bağımsız devlet, ruhu olan canlı kanlı bir insana benzer. Devletin vatanı ve toprağı vücut gibidir. Bu vücudun ruhunu ise ekonomisi, eğitimi, sağlığı, tarımı, silah gücü, milli kültürü, sanayii ve teknolojisi şekillendirir.
Türkiye nasıl 1920 lerde Afrika ve Ortadoğu ülkelerine ilham verdiyse bugün de ruhlarını yani gerçek bağımsızlıklarını kazanma konusunda onlara örnek oluyor. Afrika devletleri de ikinci cumhuriyetlerini ilan etmeye hazırlanıyor. İşte Libya bu sürecin ilk örneği olacak. Afrika’daki diğer ülkeler göz ucuyla Libya’yı takip ediyor. Fas diken üstünde Fransa Fas’ı kaptırmamak için krala göz açtırmıyor. Cezayir sesini çıkarmaya başlamış bile. Tunus ise Libya’nın ruhunu geri alabilme savaşının sonucunu bekliyor. Mısır ilk hamlesini kaybetti yeni bir hamleye hazırlanıyor. Afrika içlerindeki devletler Türkiye’yi bekliyor.
15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren Türkiye ikinci cumhuriyeti ilan etti. İleride tarih bunu böyle yazacak. Dr. Faust Helen’e kaptırdığı ruhunu geri aldı. Bedeniyle ve ruhuyla bütünleşmiş yeni Türkiye’nin elbette sorunları var. Ancak yüz yıl sonra ikinci cumhuriyeti ilan ederek devletin ruhunu geri alabilmiş büyük bir lideri var.
Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün şekillendirdiği bedene ruh giydiren adamdır. Yüz yıldır bocalayan, sendeleyen gideceği yolu bile kestiremeyen o genç delikanlıya ruhunu vererek yol çizen liderdir. Bu lideri Afrika bizden daha fazla heyecan duyarak izliyor. Türkiye’de ekonomik çalkantı olduğunda bizden daha fazla endişe duyuyor.
Bizler Anadolu insanı olarak sahip olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhunu geri alma ve bağımsız olabilme mücadelesini destekleyecek miyiz? Afrika’da, Ortadoğu’da ve Asya’nın uçsuz bucaksız dağlarının eteklerinde bizden haber bekleyenlere bir ses verebilecek miyiz? Yoksa uç kuruşluk menfaatimiz için başlanmış büyük savaştan kaçacak mıyız?
Değerli okurlar,
Bu savaşın elbette ganimet peşinde koşan ahmakları olacaktır. Onlar zaten hep vardı hep de var olacaklar. Ancak biz kendimize Ayneyn Tepesindeki görevini terk etmeyenler rolünü biçmek zorundayız.
Kalın sağlıcakla…