Günlerdir toplumumuzun hassasiyetleri ile alakalı büyük bir planın parçası devreye sokulmuş durumda. Taraftarlar üzerinden milleti birbiri ile kavga ettirmek isteyenler, yine futbol üzerinden sağ- sol, laik- antilaik, Kemalist ve şeriatçı gibi kavramları da işin içine katarak milleti birbirine kışkırtıyorlar. Durum bununla da sınırlı değil. Oyunlarına üçüncü ülkeleri de dahil ederek, milliyetçilik üzerinden de körükleyip, genişletme çabasını da görüyoruz. Bir anda gündeme sokulan şehit haberlerini de hesaba katarsak bunun tam teşekküllü bir plan olduğunu düşünmemek elde değil. Acaba diyoruz şu son yaşanan Tevhit Bayrağı taşıyan vatandaşa saldırı olayı da bu planın bir parçası mı?
Parçası ya da değil ama avukatlığını üstlenen kesimin şeceresine baktığımızda bunu da bu plana dahil etmek zorundayız.
Oyun büyük, çünkü düşmanın kaşıyabileceği hassasiyetlerimiz çok fazla. Düşmanın elindeki kozların en büyüğü Müslüman düşmanı kesimin kolay satın alınabilir olması ve sanatçısından siyasetçisine, mühendisinden tabibine, avukatından hakim ve savcısına varana kadar sınırsız bir hareket ve hakaret yeteneğine sahip olmaları. Onlarda bunu bildiği için durmuyorlar ve durmayacaklar.
Şehit geldiğinde şehitlere ailelerine hakaret edenler, stadyumlardan milletin tercihlerine organize bir şekilde tehdit ve sövgüler yağdıranlar. Ülkemize gelen turist ve göçmen Araplar söz konusu olduğunda Türk Milliyetçiliği üzerinden İslam ve Müslümanları hedef alanlar. Müslümanların Filistin hassasiyetlerine saygısızlık edip geçmişimize ekonomik ve ticari ilişkilerimize saldıranlar bunların hepsi tek bir aklın ürünüdür. O da Siyon'un aklıdır.
Tüm bu saldırıların tek bir hedefi vardır. Savunmada, ekonomide yükselen bir Türkiye'yi ayaklarından tutup aşağıya çekmek, kündeye getirip yere çalmaktır. Bu coğrafya da istedikleri gibi at koşturmaktır. Şirretliklerine devam edebilmek için sindirmek susturmaktır. "Dünya Beşten Büyüktür" sözünü sindirememektir.
Öyle olmasaydı kendilerinin milyarlarca dolar ticaret yaptığı, turist olarak ağırladığı Araplar ile son günler de girdiğimiz ilişkileri niye bozmak istesinler ki? Öyle olmasa Rusya ile girdiğimiz ve büyük karlar elde ettiğimiz ticari ilişkilerimizi neden ortadan kaldırmak istesinler ki? Yükselen güçlenen Türkiye işlerine gelmiyor. Birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmiş içlerinde ki tüm sorun ve sıkıntıları halletmiş bir Türkiye işlerine gelmiyor. ABD'nin İsrail'in AB'nin BM'nin gerçek yüzünü emperyalizmin noteri gibi davrandıklarını gösteren Türkiye işlerine gelmiyor. O yüzdendir ki Türkiye içinden satın aldıkları başta siyasetçiler ve gazeteciler olmak üzere saldırıyor, milleti birbirine kışkırtmak için çabalıyorlar. Sesini soluğunu kesmek istiyorlar.
Peki muvaffak olabilirler mi? Aslında milletimiz arasında bir sorun bir sıkıntı yoktur tedbir alınması gereken yer meclis ve iletişimde etkin rol oynayan ajanlardır eğer devlet onları hizaya çekebilirse sıkıntı da kendiliğinden çözülmüş olacaktır. Muvaffak olmamaları içinde bu tedbir acilen alınmalıdır.
Eğer etki ajanlığı yapan, hakaretler ile milletin hassasiyetini kaşıyan, kışkırtan, bölen Enginyurt, Özdağ, Altaylı, Ataklı, Yanardağ gibi kişilerin saldırılarına dur denmezse, korkarız sorun daha da büyüyerek devam eder. Temennimiz sosyal mecralar başta, şer odaklarının engellenmesidir.
ALLAH da fırsat vermesin. ALLAH yar ve yardımcımız olsun.