"Hz. Peygamber Ne Yaptı: Sosyolojik Bir Okuma" adlı seminer gerçekleştirildi
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Seminerleri kapsamında Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdullah İnce tarafından “Hz. Peygamber Ne Yaptı: Sosyolojik Bir Okuma” başlıklı bir seminer gerçekleştirildi.
İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda pandemi tedbirlerine uygun şekilde gerçekleştirilen programa İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Akkuş, bazı öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Konuşmasının başında İslam’ın temel iki kaynağının Kur’an-ı Kerîm ve sünnet olduğunu vurgulayan Doç. Dr. İnce, İslam’ın teorisini anlamanın ve Müslümanca bir pratik ortaya koymanın bu iki kaynaktan bağımsız gerçekleştirilemeyeceğini belirtti. İnce, Hz. Peygamber’in Kur’an’ın pratiğini gösteren canlı bir örnek olduğunu söyledi.
İslam’ın yenilikleri bünyesine katma ve yeni yaklaşımları benimseme konusunda tutucu bir din olmadığını kaydeden Doç. Dr. İnce, “İslam kültürünün temsilcisi başta ulema olmak üzere yüzyıllardır yeni ortaya çıkmış bilimlerden, bilgilerden istifade etmeyi dinin anlaşılması ve yorumlanması konusunda bir kazanç olarak görmüşlerdir. Kendilerini yeni bilgilere kapatmaktan ziyade, yeni yorumları ötekileştirmekten ziyade ‘İlim Çin’de de olsa alınız’, ‘İlim müminin yitiğidir’, ‘Hikmet müminin malıdır’ gibi ifade edebileceğimiz bir çerçevede meselelere bakarak sürekli yeni bilgilerden, yeni gelişmelerden haberdar olmaya çalışarak İslam’ı Akif’in değişiyle çağın idrakine söyletmenin yollarını aramışlardır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. İnce konuşmasının devamında dini anlamada din bilimlerinin önemine dikkat çekti. Dinin ilahi kaynaklı olmasına rağmen muhatabının toplum olduğunu kaydeden İnce, dini anlayanın ve yorumlayanın insan olduğunu, dini anlamak için sosyal bilimlerin yöntemlerine ve verilerine uzak kalmamak gerektiğini söyledi. İnce, “Karşımızdaki toplumun da kendine has bir kültürel bagajı olduğunu, bir tarihi olduğunu, bir yapısı olduğunu, bir anlayış seviyesi olduğunu, bir kavrayış seviyesi olduğunu, toplumdan topluma değişen anlayış seviyelerinin, kültürel bagajın olduğunu bilmek gerekiyor. Dolayısıyla işte burada toplumsal yapının özelliklerini bilmek, toplumsal değişmenin kurallarıyla ilgili bir perspektife sahip olmak, değişim-din ilişkisi gibi konularda fikir sahibi olmak esasında din hizmeti sunan hizmet kollarının, temsilcilerinin başarı şansını da arttıran bir şey.” dedi. “Her peygamberin kendi kavminin dilini bilmesinin aynı zamanda o toplumun kültürünü bilmesi, o toplumun geçmişini bilmesi ve o toplum hakkında bir fikir sahibi olması demektir” ifadelerini kullanan Doç. Dr. İnce, bu bağlamda günümüzde dini anlama konuşunda ilahiyatçıların en fazla istifade etmesi gereken alanlardan birisinin sosyoloji olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. İnce, İslam’ın insanın manevi kurtuluşunu gerçekleştirmek isterken bunun yanında maddi refahını da sağlamak istediğini ayrıca manevi kurtuluşu gerçekleştirmek isterken de bireyin kurtuluşunu hedef alarak değil, toplumsal düzlemde, toplumun içerisinde yapmak istediğini söyledi. İnce, bu bağlamda İslam’ın toplumsal hedeflerini gerçekleştirmek isterken bir sosyo-kültürel sistem inşa ettiğini söyledi.
Hz. Peygamber’in aslında neyi gerçekleştirdiği anlamak için İslam’ın doğduğu toplumsal yapının özelliklerinin bilinmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. İnce, devamında İslam’ın doğduğu sosyal, toplumsal ve dinî yapı ile ilgili açıklamalarda bulundu. İnce, İslam’ın doğduğu ortamda yerleşik bir siyasi, hukuki, kültürel sistemin olmamasının İslam’ın kendi dinamiklerinden hareketle kendi kültür kişiliğini kurması, hukuk düzenini oluşturması, yönetim anlayışını ve sosyal düzenini ortaya koymasında bir şans olduğunu ifade etti.
Dinî olan ile dine uygun olan arasında bir ayrım yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. İnce, dinin sosyal ihtiyaçlara göre yeniden yorumlanmasının gerektiğini söyledi. İnce, “Dinin muradını belli bir kültürle, belli bir tarihsel bagajda, belli bir anlayışla, belli bir sosyal çevre içerisinde gerçekleştirdiğimizi bilmeliyiz.” dedi. Hz. Peygamber’in var olan düzeni İslam’ın ilkeleri doğrultusunda dönüştürdüğünü kaydeden İnce, şu ifadeleri kullandı: “Hz. Peygamber Mekke toplumundaki her şeyi reddetmedi, bazılarını onayladı, bazılarını reddetti, bazılarını değiştirdi. Ama bir taraftan tarihte ilk denilebilecek bazı uygulamalar, örnekler ortaya koydu Hz. Peygamber. Mesela farklı din mensubu insanları vatandaşlık temeli içerisinde birleştirdi… Belki de tarihte ilk olarak yazılı bir anayasa Medine sözleşmesiyle ortaya kondu. Bu açıdan baktığımız zaman Hz. Peygamber sosyal yaşamı, siyasi düzeni inşa ederken o gün için oldukça ileri diyebileceğimiz ilkler silsilesini ortaya koymuştur.” Konuşmasının devamında Hz. Peygamber’in ekonomik düzene ilişkin yaptığı uygulamalara da değinen İnce, Hz. Peygamber’in ahlakla ekonominin iç içe geçtiği bir düzen inşa etmeyi hedeflediğini kaydederek buna ilişkin uygulamalara ve örneklere yer verdi.
Duıygu ALAZ